Piyasalar belirsizlikleri sevmez ve beklenmeyen olaylara da tepkiler her zaman fazla olmuştur. Eski zamanlarda tüm kuğuların beyaz olduğuna dair bir düşünce vardı. Bu sebeple, “Siyah Kuğu” imkansızlığı, beklenmeyeni ifade ediyor. Günümüzde beklenmeyeni ihtimaller dışında gelişen ve piyasaları bozan olaylar da Siyah Kuğu Olayı olarak adlandırılır. 2024 yılı iki yarısından sonra da bir ya da birden fazla beklenmeyen olay olması muhtemel gibi duruyor.
11 Eylül , Covid19, Rusya Ukrayna savaşı bunlar birer bir siyah kuğudur. Bir gün internet kesilecek vs. beklentisi ya da söylemleri diyelim siyah kuğudur. Piyasalar bu durumu fiyatlayamaz. Siyah kuğudan kaçınabilmek zordur ama sepet yaparak buradaki riskleri minimize etmiş olabiliriz. Ayrıca siyah kuğu farklı fırsatların oluşmasına da neden olur.
İnsanların olaylara tepkilerinin de alışmalarının da çok hızlı olduğunu görüyoruz. Karmaşıklığın ve belirsizliğin ağır bastığı bir yılı geride bıraktık. Doğal afetler, seçim, terör olayları gibi olaylar içeride bizi etkilerken Gazze’de yaşanan katliamlar da bizleri yaralayan olaylardır. Yeni yıl yeni umutlar, hayaller deriz ama belirsizlikler, haksızlıklar, zulüm ve sorunlar bitiyor mu derseniz ise maalesef bitmiyor aksine yeni belirsizlikleri beraberinde getiriyor. 2024 yılı ise dünyada seçimlerin ağırlıkla olacağı ve dengelerin belirleneceği bir yıl olacak gibi görünüyor.
Dikkat edeceğimiz ve izlediğimiz bir diğer nokta ise ABD 10 Yıllık faizleridir. Çünkü ABD 10Y faizlerine baktığımızda her yükseliş sonrası bir krizin patlak verdiğini görebiliriz. 87 Kara Pazartesi, 90 ABD resesyonu, 94 Meksika Peso krizi, 97 Aysa Krizi, 2000 Dot-com, 2008 Mortgage Krizi, 2010 Avrupa Borç Krizi, 2013 FED, 2018 ABD 10Y yükselmesi, 2020 Pandemi ile verilerin belirli seviyelere geldiğini görüyoruz. Bu seviyeler kriz göstergesidir. Kriizin nereden ya da neden kaynaklı olacağını net bir şekilde söylemek zor olsa da Çin-Tayvan gerilimi, ABD Bankacılık krizi, Rusya Polonya ve Nato gerilimi olması yüksek ihtimaller.
ABD’nin 2Y ve 10Y tahvil getirileri sık takip edilir. Normal şartlarda 10Y getirisi 2Y üzerinden olur. Grafikte 10Y ile 2Y arasındaki farkı görmekteyiz ve sıfıra (0) doğru yaklaşmaktadır.
Eğer getiri eğrisi artıyorsa; uzun vadeli borçlanmanın faizinin kısa vadeli borçlanma faizinden yüksek olduğu durumdur. Bunun temelinden enflasyonun yükseleceği bu yüzden insanların uzun vadeli borç vermek istemedikleri ya da daha fazla faiz istemelerine neden oluyor. Eğer getiri eğrisi azalıyorsa; kısa vadeli borçlanmanın faizinin uzun vadeli borçlanma faizinden düşük olduğu durumdur. Vade uzadıkça faiz düşer. Bunun temelinden enflasyonun düşeceği beklentisi vardır ve bu yüzden borç verecek olanların o nedenle de daha düşük faize razı olduklarını gösteriyor. Eğer getiri eğrisi yatay ise; kısa vadeli borçlanmanın faizinin uzun vadeli borçlanma faizine eşit olduğu durumlardır. Enflasyon ile ilgili bir değişiklik beklentisi yoktur. Bu sebeple kısa ya da uzun vadede ile ilgili bir fark yoktur.
Bir durgunluk görürsek bunun derin yani sert iniş mi yoksa yumuşak bir iniş mi olacağını göreceğiz. Bu durumun bize resesyon olup olmayacağını da gösterecek. Büyük kredi olayları potansiyeli olan piyasalarda riskten kaçış ortamına neden olabilir. Her ne kadar FED sert bir iniş olmayacağını belirtse de kredi olaylarına yol açması durumunda ise; gelişmekte olan piyasalar da dahil olmak üzere riskli varlıklar için sorunlara yol açacaktır.
Sığ bir resesyon olması durumunda ise gelişmekte olan ülkeler sorun yaşayacaktır. Sert bir inişin, sığ bir iniş ihtimalinden daha yüksek olabileceğini düşünüyorum. Yani tüm piyasaları olumsuz etkileyecek olaylar gerçekleşecektir. Vix endeksi ve diğer veriler de bunun olabileceğini gösteriyor. Baktığımızda Vix endeksi de kriz eşik seviyelerinde olduğunu görüyoruz.
Robert Shiller PE(Fiyat Kazan.) oranı da kriz seviyelerinde olduğunu görüyoruz. Bu oran genellikle piyasaların aşırı değerli olup olmadığını belirlemede kullanılır. Fiyat Kazanç oranı ile uzun vadeli analizlerde geçmişe yönelik hisse başı karların (EPS) enflasyonla düzeltilerek hesaplanmasıyla ortaya çıkıyor. Hisse senedi değerlemeden ziyade, daha geniş açıdan endeksleri yorumlamada kullanılır.
Yılın ikinci yarısında muhtemelen beklenmeyen olaylar olacak. Veriler kriz seviyesinde olduğunu görüyoruz. Bu durum hem ülkemizde hem de dünya genelinde sorunların yaşanmasına neden olacaktır. Ayrıca 50 ülkede yapılacak olan seçimler de belirsizliklerin artmasına neden oluyor.
Saygılarımla…31.3.2024