Geçtiğimiz hafta Amerika Merkez bankası FED’in bankacılık krizleri sonrası ne olacağı merak konusuydu. Bankacılık krizi sonra FED ne yapacak, sıkılaşmaya devam edecek mi soruları sonrasında gelen 25 baz puanlık faiz artışı oldu. Aslında FED burada piyasalara bankacılık sisteminin genelinde sorun yok ve biz bu yüzden faiz artışlarına devam ediyoruz mesajı vermek istedi. Tabi burada iş gücünün olumlu olduğunun vurgulanması ve enflasyon yüksek seviyede olmasını da vurguladılar. Bundan sonraki toplantılarda FED faiz artışları devam eder mi, ederse ne gibi riskler bekliyor bizi derseniz. 2011 yılında Euro bölgesi sıkılaşmaya devam etmesi sonrasında iflas risklerinin arttığını gördük bu durumdan dolayı biraz daha temkinli olacaklarını düşünüyorum. Yaşanan kriz öncesi faizin %6 gibi bir zirve yapması beklenirken şu an bu beklenti %5,25 seviyesine geriledi. Önümüzdeki 2 yıl faiz düşüşleri olması beklenirken %2,5 seviyelerinde kalması beklentiler dahilinde. Ayrıca bu dönemde FED likidite desteği ile aynı 2022 İngiltere’de yaşanan gibi faiz artışı risklerini likidite desteği ile çözmeye çalıştı. 

Bugün yaşanan henüz tam olarak etkisinin ne olduğu belli olmayan bankacılık krizi 2008 küresel krizi ile kıyaslanmaya başlandı. 2008 krizinde öne çıkan konu bankaların bilançolarında yer alan gayrimenkullerin gerçek durumunun bilinmemesidir. Bugün yaşanan bankacılık krizinde ise SVB’nin ABD tahvil ve mortgage menkullerini hedge etmemesi ve mevduat çıkışları ile sermayesini kaybetmesi öne çıkıyor. Genelde bu durum “bank run/ banka paniği” olarak ifade edilir. Bu dönemlerde olaylar tek bir yer ile sınırlı kalmaz ancak sistemin tamamını olumsuz etkilemesi SVB sistemde yarattığı paydan dolayı beklenmiyor. Ayrıca bankaların aktif kalitesi ve sermaye yeterliliği 2008 krizine göre daha iyi durumda. 

Yaşanan bu finansal krizler ve şoklar sonrası büyümenin olumsuz etkilenmesi muhtemeldir. Büyüme rakamları 2023 için %0,4’e revize edilmiş (Önceki %0,5). Gelecek yıl için ise %1,2’ye revize edildi. (Önceki %1,6) Bu durum bize FED resesyonun yaşanacağını ve 2023 yılında bunun biteceğini beklediğini gösteriyor. Geçen hafta ECB banka krizine değinmişti fakat sonucu ile ilgili bir yorum yapılmamıştı. FED ise sıkılaşma olacağını ve bunun ekonomiyi ekileceğini belirtti. Aslında burada da tam olarak net bir ifade yok. Bir diğer nokta ise; enflasyon hızlı bir düşüş beklenmediğini görüyoruz. 

Genel olarak üretimin neredeyse 3 katı borcu olan dünya ekonomisinin bu borçlanmayı nasıl ödeyeceği de bu dönemlerde daha fazla gündeme gelmektedir. Baktığımızda küçük ve orta ölçekli bankaların aktif değeri 250 milyar $ altında olmasına rağmen, tüketici kredilerinin %45’ini ve ticari kredilerin %50’sine sahip olduğunu görüyoruz. Yaşanan ekonomik yavaşlamalar ve resesyon beklentisi riskleri de artırıyor. Krediler bankalar için önemli bir durum. Burada yaşanacak olumsuzluklar risklerin artmasına ve bankların yükümlüklerini yerine getirmesinin zorlaşmasına neden olacaktır. 

Toparlayacak olursak FED faiz artışları Mayıs ayında da devam eder ama sonrasında sabit bırakırlar diye düşünüyorum. Enflasyonun hızla düşmeyeceğini düşündükleri için hızlı bir faiz indirimi de olması pek mümkün değil. Önümüzdeki yıllarda faizler biraz geri gelebilir. Ülkemizde ise seçim sonrası politika faizinde değişiklikler olması muhtemeldir. Gerçekçi bir faize kavuşmamız daha olasıdır. 

Saygılarımla…26.3.2023

Visited 1 times, 1 visit(s) today
Close