Üretimi oluşturan 4 unsurun (sermaye, girişimcilik, iş gücü ve doğal kaynaklar) arasındaki dağılımın farklılaştığını görmekteyiz. Emeğin üretimden aldığı pay giderek azalmaktadır. GSYH artış yaşanmasına rağmen son yıllarda işgücünün GSYH’den aldığı pay geçen yıl birinci çeyrekte %35,5’lerden, bu yıl birinci çeyrekte %31,5’lara kadar gerilemiştir. Bu durum, gelir dağılımındaki bozulmanın ve alım gücünün azaldığını göstermektedir. Yüksek enflasyon karşısında alım gücümüzün düşmesi ise rakamlara yansıyan büyümenin ceplere yansımadığını göstermektedir. Önemli olan bu büyüme rakamının insanların refah seviyesine, gelir dağılımının eşitliğine yansımasıdır. Büyüme ve ihracat verilerine bakarak iyi olduğumuzu söylemek doğru değil çünkü halkın refah seviyesi artmamaktadır. 

Enflasyon ve Büyüme rakamları açıklandı. Verilere baktığımızda; ekonomimizin 2022 yılı ilk çeyrekte yıllık bazda %7,3 büyüdüğünü gösteriyor. EN fazla katkımın tüketimden geldiği dikkat çekmektedir. Ana sektörlere baktığımızda;

  • Hanehalkı harcamaları %11,6 artış
  • Hizmetler sektöründe büyüme ise %14,9
  • Sanayi %7,4 büyüdü
  • Tarımda %0,9 ile sınırlı bir büyüme
  • İnşaat sektörü ise %7,2 daraldı.

ISO 500 araştırmasına baktığımızda ise; 2021’de toplam borçlar %71 büyürken, özkaynaklar %53 ile artmış. Baktığımızda borçlanma özkaynaktan daha fazla artmakta. Bu durum firmaların büyümesini ilerleyen dönemde olumsuz etkileyecektir. Yıllardır borçlanarak büyüme gerçekleştiriyorduk ve özkaynak oranımız her geçen gün azaldığını görmek yatırım noktasında zorlanacağımızı gösteriyor.

Enflasyon, ücretleri ve maaşları ciddi anlamda etkilemektedir. Yılbaşında yapılan zamlar 3 ay içinde eridiği görülüyor. Temmuz ayında yeni bir düzenleme ile zamlar yapılması konuluyor. Zamların tek başına yapılması yeterli değil, enflasyon ile ciddi anlamda mücadele edilmediği takdirde bu tarz olayların etkisi 3-4 ay ancak sürer. Bu yüzden bu tarz popülist söylemler yerine enflasyon ile ciddi bir mücadele içine girilmelidir. Sadece tarih vererek düşecek vs. diye temennide bulunmak hiç ama hiç yeterli değildir.

İhracat 2022 yılı Nisan ayında, bir önceki yılın aynı ayına göre %24,6 artarak 23 milyar 368 milyon $ ve ithalat %35,0 artarak 29 milyar 480 milyon $ olarak oldu. Nisan ayında dış ticaret açığı bir önceki yılın aynı ayına göre %98,5 artarak 6 milyar 113 milyon $ yükseldi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2021 Nisan ayında %85,9 iken, 2022 Nisan ayında %79,3’e geriledi. 2022 yılı Ocak-Nisan olarak verilere baktığımızda; ihracat %21,6 ve ithalat %40,2 arttı. İhracat %21,6 artarak 83 milyar 531 milyon $ ve ithalat %40,2 artarak 116 milyar 85 milyon $ oldu. Dış ticaret açığı Ocak-Nisan döneminde %130,0 artarak 32 milyar 553 milyon $ yükseldi. 2021 Ocak-Nisan döneminde ihracatın ithalatı karşılama oranı %82,9 iken, 2022 yılının aynı döneminde %72,0’a geriledi. Dış ticaret verileri gösteriyor ki yeni sistemde cari fazla veremediğimiz gibi cari açığımızda artış oldu.

Rakamlara göre büyümüşüz ama verimli bir büyüme olmadığı aşikardır. Büyümenin verimli ve toplumun tabanına yayılması önemlidir. Son yıllarda biz bunu gerçekleştiremiyoruz. Toplumun kesimleri arasındaki uçurum her geçen gün artıyor. Çalışan kesimin alım gücü hızla düşüyor. Firmalarımız büyüyor ama dolar bazlı baktığımızda değerleri azaldığını da görüyoruz yani yabancılar için her geçen gün ucuzluyoruz. 2023 yılı ve sonrasındaki 3 yıl ülkemize sıcak para girişlerinin artacağını, doğrudan ve dolaylı yatırımların hızlanacağını dönüşüyorum. Bu durum yabancıların firmaları satın alma ya da birleşmelerinde ciddi artışlara yol açacaktır. Bunun temelinde her geçen gün ucuzlayan iş gücümüz, firmalarımız ve Rusya-Çin gibi ülkeler ile yaşanan/yaşanabilecek sorunlar yatmaktadır. 

Dünya ekonomisinin büyüme hızı yavaşlıyor ve resesyon söylemleri her geçen gün artıyor. Dünya Bankası, 2023 sonuna kadar küresel büyümenin yavaşlamaya devam edeceğini belirtiyor. IMF büyüme beklentisini 2022 için %3.8’e çekti. 

Bizler teknoloji, tarım ve katma değerli ürünlere yönelmeliyiz. Bunları yaparken de üretimde ithalatın payını azaltmalıyız. Sanayileşme uzun dönemli planlar ve sabır gerektiren bir iştir. Artık kısa sürede tepki almak yerine geleceğimizi daha iyi şekillendirmek için mücadele etmeliyiz. 

 Saygılarımla…5.6.2022

Visited 1 times, 1 visit(s) today
Close