Geçtiğimiz günlerde Dünya Bankasından “Düşen Uzun Vadeli Büyüme Beklentileri: Eğilimler, Beklentiler ve Politikalar” başlıklı raporunu yayımladı. Raporda 2030 yılına kadar küresel büyümenin ortalama yılda %2,2 ile son 30 yılın en düşük seviyesinde olacağı belirtiliyor. Ayrıca hükümetlerin bu durumu kurtarmak için ekstra girişimlerde bulunmaması koşuluna bağlı. Üretimin, iş gücünün ve yatırımların devamlılığı için yeni destekler ve çalışmalar yapılacak mı hep birlikte göreceğiz. Dünya Bankası Baş Ekonomisti Indermit Gill’den dikkat çeken bir açıklama geldi; “Küresel ekonomi için kayıp bir 10 yıl yaklaşıyor olabilir”. Gerekçe olarak da son 3 yılda yaşanan hızlı gelişmelerden kaynaklandığını söylüyor. Aslında Covid ile başlayan süreç ve parasal genişleme sonrasında kısa sürede tekrar hızlıca bir parasal genişleme olmasını şahsen beklemiyorum. Bu bir süreç enflasyonu bilerek oluşturdular ve insanların belirli süre sonra bu oluşan fiyatlara alışmasını sağlayacaklardır. 


Resesyon beklentisi ve bankacılık krizleri belirsizlikleri artırıyor ve büyüme potansiyelini düşürüyor. Enflasyonun henüz kontrol altına alınmaması da en büyük sorunlardan birisidir. Raporda bizim de sürekli vurguladığımız; toprak ve su alanlarında yatırımların hızlandırılması konusu dikkat çekiyor. İklim, tarım ve enerji konusu önümüzdeki yılların en önemli konularından olmasına rağmen hala ciddi bir önlemler alınmadığını da üzülerek belirtirim.

Covid döneminde tedarik zincirinin bozulması ve ülkelerin üretimde Çin’e olan bağımlılığının sıkıntılara yol açmasından dolayı büyümenin farklı yerlere dağılması ve yaratıcı çözümlere ihtiyaç olduğu belirtiliyor. Üretimin farklı yerlere dağılması hem lojistik sürelerini hem de maliyetlerini etkileyecektir. Bu bilgilere ek olarak ülkemizde yaşanan enflasyon ve kur hareketliliğinden kaynaklı yabancıların firma satınalma ya da birleşmelerinin önümüzdeki süreçte artacağını düşünüyorum. Yabancılar için ülkemiz ucuz kalmıştır. 


İşte bu gelişmeler ve artan belirsizliklerden dolayı güvenli limanlara olan talep artıyor. Altın, gümüş gibi emtialar ve ABD tahvillerine eğilim artmış durumda. Dünya Altın Konseyi verilerine göre küresel altın talebi 2022 yılında %18 artarak 4,741 ton ulaştı. 2011 yılında ki talep rekorunu tazeledi. Bunlar olurken Altın Ons bazında yeteri kadar yükselmemesinde FED faiz artışları yatmaktadır. WGC’nin verilerine göre 2022’nin en büyük alıcısı olan Merkez Bankası oldu. MB Ocak’ta 23 ton altın alımı yaparak rezervlerini 565 tona yükseltti. 2018-2019 yıllarında İngiltere’den getirilen altın rezervleri 2022 yılı itibariyle tekrar oradan muhafaza edilemeye başlandı. Geçmiş yazılarımda da belirtmiştim yeni bir Emtia Süper Döngüsünün 2020 yılında başladığını düşünüyorum bundan dolayı önümüzdeki yıllarda Altın, Gümüş, Mısır, Kakao, Buğday gibi emtialar altın çağını yaşayacaklardır. 

Gram altın fiyatları ise ons altın geri çekilmelerden kaynaklı 1150 TL seviyelerine doğru geri çekilmeler ile son kez alım fırsatı vermesini bekliyorum. Sonrasında ise 1350 ve 1750 seviyelerine kadar yıl için hem ons hem Dolar TL kaynaklı yeni zirveler göreceğimizi düşünüyorum. 

2 yıl önce kaybettiğimiz kıymetli dostum, sırdaşım ve kardeşim Hulusi’yi güzel anılarımız ve rahmetle anıyorum. Mekânı cennet olsun. 

Saygılarımla…2.4.2023

Visited 1 times, 1 visit(s) today
Close