Son dönemde ekonomik gündemi en çok meşgul eden konuların başında bütçe açığı ve sermaye kaçışıgeliyor. Bu iki sorun, birbirini tetikleyen bir kısır döngü yarattığı aşikâr. Türkiye ekonomisinin en hassas göstergelerinden biri olan sermaye hareketleri, özellikle mart ayında ciddi bir kırılganlık sinyali verdi. Yabancı yatırımcıların çıkışı bir yana, asıl dikkat çeken, yerli sermayenin rekor düzeyde yurtdışına kaçması oldu. Peki bu durum ekonomimiz için ne anlama geliyor? Bu sorunların üstesinden gelmek ve ekonomik istikrarı sağlamak için neler yapılabilir?
Yabancı Sermaye Çıkışı: Güven Kaybının İşareti
2024’ün ilk iki ayında ılımlı bir sıcak para girişi görülürken, mart ayında tablo tersine döndü:
- 1,52 milyar dolarlık net yabancı çıkış yaşandı.
- Hisse senedi piyasasından 399 milyon dolar, tahvil piyasasından 2,32 milyar dolar çekildi.
- Yabancıların tahvilden mevduata kaçışı, Türkiye’ye olan güvenin iyice kısa vadeye kaydığını gösteriyor.
Ancak asıl çarpıcı olan, yerli sermayenin yurtdışına kaçışı. Mart ayında:
- 8,76 milyar dolarlık yerli sıcak para çıkışı gerçekleşti.
- Bu, 2018 Brunson krizinden sonraki en yüksek ikinci çıkış.
- Bankaların yurtdışı kredileri ve kaynağı belirsiz döviz çıkışlarıyla birlikte toplam sermaye kaçışı 14,72 milyar dolara ulaştı.
Bu veriler, siyasi ve ekonomik belirsizliğin yabancıdan çok yerli yatırımcıyı tedirgin ettiğini ortaya koyuyor.
Bütçe Açığı: Gelirler Yetmiyor, Borçlanma Artıyor
Nisan ayı bütçe verileri de endişe verici:
- 174 milyar TL aylık açık (Gelir: 957 milyar TL, Gider: 1,1 trilyon TL).
- Ocak-Nisan döneminde açık 885 milyar TL (Gelir: 3,3 trilyon TL, Gider: 4,2 trilyon TL).
- Giderlerdeki %46’lık artış, enflasyonu bile geride bırakıyor.
Hazine, bu açığı ağırlıklı iç borçlanmayla kapatmaya çalışıyor. Ancak bu durum, faiz yükünü artırarak gelecekteki mali esnekliği zorluyor.
Küresel Rekabet ve Ekonomik Darboğaz
Türkiye, Çin-ABD ticaret savaşlarının yarattığı dalgadan da etkileniyor:
- Çin’in ABD’ye ihracatı düşerken, Avrupa ve diğer pazarlarda fiyat baskısı artacak.
- Ucuz Asyalı üreticilerle rekabet zorlaşıyor (düşük işçilik maliyeti, enerji avantajı).
- Döviz rezervlerindeki erime ve TL’nin değer kaybı, Merkez Bankası’nı sıkı para politikasına zorluyor.
Sonuç: İstikrar İçin Ne Yapılmalı?
- Güven Tesis Edilmeli: Yerli ve yabancı yatırımcıyı ürküten belirsizlikler azaltılmalı.
- Mali Disiplin: Bütçe açığını kontrol altına almak için vergi reformu ve rasyonel harcama şart.
- Rekabet Gücü: Üreticilerin enerji, finansman ve işgücü maliyetlerini düşürecek yapısal reformlar hızlandırılmalı.
Ekonomi, kısa vadeli çözümlerle değil, uzun vadeli stratejilerle ayakta kalır. Sermaye kaçışı ve bütçe açığı gibi sorunlar, ancak güven ve istikrarla aşılabilir.
Şampiyon olan Galatasaray’ımızı tebrik ediyorum. Umarım gelecek sezon Avrupa arenasında güzel sonuçlar alırız.
Saygılarımla…25.5.2025