“Sermaye Kaçışı ve Bütçe Açığı: Türkiye Ekonomisinin Kırılgan Dengesi”
Son dönemde ekonomik gündemi en çok meşgul eden konuların başında bütçe açığı ve sermaye kaçışıgeliyor. Bu iki sorun, birbirini tetikleyen bir kısır döngü yarattığı aşikâr. Türkiye ekonomisinin en hassas göstergelerinden biri olan sermaye hareketleri, özellikle mart ayında ciddi bir kırılganlık sinyali verdi. Yabancı yatırımcıların çıkışı bir yana, asıl dikkat çeken, yerli sermayenin rekor düzeyde yurtdışına kaçması oldu. Peki bu durum ekonomimiz için ne anlama geliyor? Bu sorunların üstesinden gelmek ve ekonomik istikrarı sağlamak için neler yapılabilir?
Sanayinin Zor Durumu
Piyasaları bu kadar sıkarak sadece faize odaklanmak ile belki ilerleyen yıllarda enflasyon düşürülebilir. Ama bu durum sürdürülebilir değil. Faize odaklandığımızda ve piyasayı zorladığımızda bunları yaparken hangi şirketleri kaybedeceğiz, sanayi hangi konumda olacak onları da düşünmeliyiz. Yapılan programın sadece vatandaş beklenti ve uygulamam olması çözümün ve sürecin uzamasına neden oluyor. Uygulanan sözde programın maliye politikası ayağının olmadığını başından beri belirtiyorum.
En çok vergi veren iller
En çok vergi veren ilk beş ile baktığımızda; İstanbul, Ankara, Kocaeli, İzmir ve Bursa. Diğer iller sırasıyla Mersin, Antalya, Adana, Hatay, Tekirdağ, Gaziantep, Konya, Manisa ve Kayseri yer alıyor. İlk beş ilin ödedikleri toplam vergiler Türkiye’de toplanan toplam vergilerin %80,7’sini oluşturuyor. En çok vergi veren ilk on ilin ise ödediği toplam verginin %87,4 oluşturuyor. Ülkenin vergisel en büyük yükünü çeken İstanbul için deprem ile ilgili gerekli önlemler alınmalı ve hızlıca harekete geçilmelidir.