Avrupa Birliği ülkelerini bir arada tutma ve rekabet gücünü artırmak için “ Varlık Fonu “ kurmaya karar verildi. Kurulacak bu fonun adı “ Avrupa Gelecek Fonu “ ve bütçesi ise 100 milyar Euro olacak. Finalcial Times (FT) yayınladığı raporda fonun amacı; Facebook, Google, Apple, Amazon, AliBaba, Baidu gibi küresel olup Avrupalı olmayan teknoloji devleriyle rekabet edebilmesinden bahsetmiştir. Ayrıca AB pazarında bu şirketlerin daha fazla büyümesini engellemek. İş gücü, büyüme, veri analizi, veri depolama gibi konulardan kaynaklanacak riskleri minimize etmektir. Avrupa da yer alan özellikle teknoloji alanındaki start-up’ların Çinli şirketler tarafından satın alınması da bir diğer problemdir. Kurulacak fonun bir diğer önemli nedeni ise; yenilecek olan İpek yolunda söz sahibi olmak ve ticari hacimlerini artırmaktır.
ABD ve Çin arasında yaşanan ticaret savaşlarından AB nasbini almaktadır. Bu savaştan daha fazla etkilenmemek için; enerji, teknoloji, savunma sanayi konusunda farklı politikalar izlenmelidir. AB enerji ithalatı ve GSYH bakımından dünyanın en büyüğüdür. GSYH bakımından büyük olması avantaj gibi dursa da enerji bakımından bağımlılık da olumsuz olarak karşımıza çıkmaktadır. Avrupa’nın enerjide (Petrol ve Gaz) bağımlı olduğu ülke Rusya’dır. Yaklaşık olarak enerji tüketimin neredeyse % 45 Rusya tarafından sağlanmaktadır. Bu bağımlılık nedeniyle Rusya ile yaşanan gerginlikler sonucunda vana kapatmak krizleri yaşanabilecektir. AB, Doğu Akdeniz’de İsrail ve Kıbrıs desteklemesinin en büyük nedenlerinden birisi de Rusya’ya olan bağımlılığı azaltmaktır. Burada Kıbrıs tarafından ülkemiz üzerinden taşınarak getirilecek Gaz en iyi alternatif olarak karşılarına çıkmaktadır.
Gelelim bir diğer konu olan savunma sanayisine, Trump sürekli olarak ithalat vergilerini artırmak ve NATO koruma kalkanını kaldırma kozunu kullanmaktadır. AB düzenli ordu, savunma sanayi geliştirme ve silah üretimini desteklemek için 2017 yılında imzalan anlaşma ile yaklaşık 6 milyar $ fon oluşturuldu. AB artık Çin, ABD ve Rusya tehditlerine karşı hamle yapmaktadır.
Çin hükümeti, İpek Yolu’nu yeniden canlandırma hamleleri ile Asya’dan Avrupa’ya kesintisiz mal ihracatını oluşturmaktır. Bunun için bitmek üzere olan “ Bir Kuşak Bir Yol ” (One Belt One Road-OBOR) projesi ile Avrupa’da ticari anlamda söz sahibi olacaktır. Proje 65 ülkeyi kapsamakta ve yaklaşık 1 trilyon $ yatırım bedeli vardır. Küresel ekonomiyi canlandıracak bu proje; Asya’nın en doğusu ile Atlas Okyanusu’nun Avrupa kıyılarını birbirine bağlayacaktır. Çin bununla kalmayıp Avrupa da yer alan lojistik şirketlerini satın alarak kıta içindeki teslimatın sorunsuz olmasını da planlamaktadır. Karayolu, Demiryolu, Petrol ve Gaz boru hatlarını kapsayan Orta Çin’den başlayan bu hat Moskova üzerinden Venedik’e kadar uzanmaktadır. Ülkemiz ise bu projenin Orta Koridor kısmında yer almaktadır. Yani projenin tam ortasında olması sebebiyle en önemli ortaklarındandır. Orta Koridor’a yapılacak yatırımların yaklaşık 8 trilyon dolar olması beklenmektedir. Ülkemiz, jeopolitik konumu, güçlü üretim ve Karadeniz taşımacılığında önemi aktarma ülkesi olmamızı sağlamaktadır. Ülkemizde yapılan mega projelerin; Yavuz Sultan Selim, Osmangazi Köprüleri, 18 Mart Çanakkale Köprüsü, Avrasya Tüneli bu büyük projenin ulaşım noktasında destek vermek amacıyla yapılmıştır.
Saygılarımla…1.9.19