Piyasa fiyatlamalarına baktığımızda algınının iyi yöneltilmediği durumlarda güven daha da sarsılmaktadır. Piyasa bir beklentiye girer ve bu beklentinin üzerinde bir durum sergilenirse bu iyi karşılanır. Hayatın genelinde de böyledir. İnsanlara beklediğinin ya da vaat edilenin üzerinde bir şey sunarsanız mutlu olurlar. Beklentileri iyi yönetirseniz başarılı olursunuz.
Algıyı iyi yönetmeye çalışan FED baktığımızda ise bu sefer işler istedikleri gibi gitmemektedir. Çünkü enflasyon tüm dünyada hız kesmeden artmaya devam etmektedir. Geçen hafta yayınlanan FED toplantı tutanaklarında ana enstrüman olarak faizin kullanılacağı bir kere daha vurgulanmıştır. Bilanço daraltmasının tam olarak nasıl kullanılacağı ve ne zaman başlayacağı henüz netlik kazanmamıştır.
1970’lerde olduğu gibi FED hızlı faiz artışları ile enflasyonu kontrol altına alacak mı bunu göreceğiz. Ama sürekli olarak başka yerlerden negatif haberler ile piyasayı yavaş yavaş bozmaya çalıştıkları da görülmektedir. Bazen Çin tarafını şimdi ise Ukrayna-Rusya konusunu kaşıyarak bunu yapmaktalar. 1970’lerde petrolün varil fiyatının 45 $ yükselmesi sonrası stagflasyon süreci başlamıştır. Şimdi de doğru adımlar atılmadığı takdirde daha öncede belirttiğim gibi stagflasyona doğru gitmekteyiz. Pandemi başladığında 12 $ seviyesine kadar gerileyen petrol fiyatları bugünlerde 94 $ kadar yükselmiştir. 70’lere benzer bir durum yaşamaktayız bu olumsuzlukların yanında dünyanın borçlanmasında da ciddi bir artış yaşanmıştır. Bir diğer konu ise; ABD faizlerinin getiri eğrisi. Uzun vadeli tahvillerle (10 yıl) kısa vadelilerin (2 yıl) faiz oranı arasındaki farkı belirten “getiri eğrisi” ise düzleşmektedir. Yani uzun vadeli tahvillerdeki faiz oranı kısa vadeli tahvillerdekinden daha düşük olduğu durumdur. Geçmiş dönemlere baktığımızda düzleşme ya da ters döndüğü durumlarda ise ekonomide bir durgunluk dönemi oluşmaktadır.
Ülkemizde ise şu an yaşadığımız hayat pahalılığı ve enflasyon en büyük problemlerimizdendir. Bir şarkı üzerinden algı yapılarak oyalandığımız ortadır. Bu kadar ciddi sorunumuz varken bir şarkının peşine takılmak (desteklemek ya da karşı çıkmak fark etmez) doğru bir durum değil. Önemli konularda bu kadar efor sarf etmediğimizi üzülerek belirtirim. Bizim enflasyonla ciddi bir mücadele içine girmemiz gerekiyor, -mış gibi ve de günü kurtaracak hamleler maalesef yeterli değildir. Parasal sıkılaşma, güven, öngörülebilen politikalar ve ulaşılabilir gerçekçi hedefler belirlemeliyiz.
2008 Küresel krizi sonrası başlayan para bolluğunda ülkemize de ciddi anlamda para girişleri olmuştur. Türkiye Çin’e alternatif bir üretim üssü olması planlanırken maalesef biz bu süreci doğru yönetemediğimiz ortadadır. Fakat bu dönemde ucuz borçlanmamızı üretime, enerjiye ve teknolojiye değil inşaata ve tüketime kullandığımız için bugün daha ciddi sorunlar yaşamaktayız. Algılar teknoloji üstü olmak, lojistik köyler oluşturmak, ucuz ve kaliteli ürün yapmaktı fakat bunlara uygun politikalar uygulamadık. Haliyle de hayaller ve gerçekler arasında ciddi farklar oluştu. Algıların ve beklentilerin yanına öngörülebilir, uygun politikalar eklemek gerekiyor. Hedefler doğru idi fakat planlamalar ve yanlış politikaların hatasını çekmekteyiz.
Son 20 yıla baktığımızda beklentileri ve algıları dönem dönem iyi yöneterek tüketime dayalı bir büyüme gerçekleştirdik. Yeni Ekonomi Model’inin kısa vade çözümler üretmesi ve temennilere dayanması sebebiyle enflasyonun kalıcı düşmesine çözüm üretemeyeceği aşikardır. Bu sebeplerden dolayı yeni sermaye girişlerinin olmayışı da işimizi zorlaştırmaktadır. Bunlara ek olarak Uluslararası derecelendirme kuruluşu Fitch Türkiye’nin kredi notunu düşürmesi de işimizi zorlaştırmaktadır. Vatanını seven herkesin iktidarından muhalefetine doğru bir yol haritası etrafında birleşmek ve sürdürülebilir hale getirmemiz gerekmektedir. Bakıyorum iki tarafında doğru düzgün bir modeli çalışması maalesef yok.
İyi iletişim, doğru hedefler, öngörülebilir programlar ve sıkı çalışma ile başarabiliriz.
Saygılarımla…20.2.2022