Asgari Ücret Ne Olmalı?

Ekonomimiz son dönemde ciddi birtakım sorunlarla mücadele ediyor. Enflasyon da bu konuların başında gelmektedir. Geçtiğimiz yıllarda asgari ücret artışları öncesinde yapılan bazı değişikliklerin olumsuz yansımalarını bugün daha iyi görmekteyiz. Enflasyonla mücadele edilirken sadece ücret artışları yapmak ve faiz artışı yapmanın yeterli olmadığını daha net görmekteyiz. Ücretli çalışan kesimin alım gücünün düştüğünü net bir şekilde belirtebiliriz.

Gelinen bu noktada enflasyonla mücadele edildiği tabana ikna edilememiş ve talep yönlü enflasyonun önüne geçil(e)memesi de etkili olmuştur. Yapılan zamlar iki tarafı da memnun etmemektedir. Öncelikle piyasayı ve katılımcılarını ikna etmek gerekiyordu. Vatandaş mücadele edildiğine inanmadı ve açıklanan rakamların gerçekleri yansıtmadığını düşündü. 

Şimdi neler olacak ya da neler olmalı dersek? Öncelikle sadece ücret artışına odaklanmak yanlıştır. Melese aldığı ücretle neler alınabildiğine bakmak gerekir. Yani vatandaşın ücreti artmasına rağmen sepetine aldığını ürün miktarı ve adeti azalmıştır yani alım gücü azalmıştır. Yapılacak zammın çok fazla olmayacağını düşünüyorum ve yurtdışında yapılan toplantılarda da buna benzer izlenimler oluştuğunu görmekteyiz. Sanayici açısından da kurların sabit düzeyde kalması ve masrafların artması rekabet gücünü azalmamıştır. Tabi ki burada da sanayicinin sadece kura bel bağlaması yanlıştır. Böyle dönemlerde daha verimli çalışmaya odaklanmaları gerekiyor. 

Asgari ücretin dolar bazında hep belirli bir seviyede tutulduğunu da unutmamak gerekir. 2000-2023 yılları arasında en yüksek reel asgari ücret 2016 yılında 534 dolar ile görüldü. Burada yapılacak artış ile ilk önce dolar bazında yüksek gibi görünse de 3-4 ay sonra kurun yükselmesi ile dengeye gelecektir. Bu yüzden de şubat Mart aylarında bir devalüasyon olması ihtimalini yüksek görünüyor.

Asgari ücretin 21-22 bin TL bandında olmasını bekliyorum. Yetkililerin yurtdışında yapılan toplantılarda yaptıkları açıklamalara göre bu seviyelerde olmasını bekliyorum. İşveren tarafından da %25 üzerinde yapılacak zamlar sorunlara yol açacağı yönünde açıklamalar gelmektedir.  İşçi tarafında 30 bin TL ve üzeri beklenti olması görüşmelerin olumsuz ve uzun süreceğini bize gösteriyor. İşçilerin daha yüksek seviyede bir zam talep etmesi açlık sınırının üzerinde bir ücret almak istemedi çok doğal ve yerinde bir talep fakat zam sonrasında alım gücünün daha fazla düşeceğini de geçtiğimiz yıllarda yaşadıklarımız bize gösteriyor. Benim düşüncem %25+5 şeklinde bir zam yapılmasıdır. Daha yüksek yapılacak olan zamlar tekrar kısır bir döngünün içine girmemize neden olur. Geçtiğimiz yıllarda asgari ücret zam yapıldı diye her şeye ekstra zamanlar yapıldı ve 2-3 ay içinde tekrar ciddi bir alım gücünün azalmasına neden olur. Yani yapılan zamlar buhar olur. Bir faydası olmayacağı gibi hatta zararı olmuş olur. Yani enflasyonun tekrar yüksek seyretmesine sebep olur. Önemli olan yapılacak zam değil alım gücünün artırılmasıdır. Doğru noktaya odaklanmamız gerekiyor.

Saygılarımla…5.12.2024

Visited 1 times, 1 visit(s) today
Close