Merkez Bankasının toplam rezervleri, 10 Mayıs haftasında bir önceki haftaya göre 7 milyar 547 milyon $ artarak 134 milyar 402 milyon dolara yükseldi. 27 Ağustos 2021’den bu yana en güçlü haftalık rezerv artışı ile son 3 yılın en güçlü rezerv artışı gerçekleşti. Merkez Bankası brüt döviz rezervleri 74 milyar 203 milyon $ yükseldi. Altın rezervleri de 60 milyar 199 milyon $ çıktı. Son durumda toplam rezervler, 10 Mayıs haftasında bir önceki haftaya kıyasla 7 milyar 547 milyon $ artış ile 134 milyar 402 milyon $ oldu. Aynı haftada net rezervler 21,08 milyar dolardan 30,87 milyar dolara yükseldi. Swap hariç net rezervler ise eksi 23,6 milyar $ olarak kaydedildi. (Bir önceki hafta eksi 38,8 milyar $) Rezervlerin güçlü olması ekonomimiz açısından iyi bir durum. Grafikten de görüldüğü üzere net rezervlerimiz uzunca bir zamandır eksidir. Zamanında faizler düşükken swap kanallarını kapatmamız ve simdi yüksek faiz varken açmaya çalışmamız da bizim açımızdan negatif bir durumdur.
Bütün bunlar olurken de Merkez Bankası rezervlerini artırması gelecek adına güzel bir durum. Bu rezerv artışlarında etkisi olan bir durum da yurt dışından dolarla borçlanıp onu TL mevduata yatıranlardan kaynaklıdır. Buna carry trade deniyor. Carry trade; bir yerden düşük faizle kredi alıp başka yerde yüksek faizle borç vererek aradaki farktan faydalanmaktır.
Yurt dışı yerleşikler ya da kısaca yabancılar 3-10 Mayıs haftasında 2,8 milyar $ rekor bir DİBS alımı gerçekleştirdi. Böylece yabancıların yedi haftadır kesintisiz süren alımlarının tutarı 4,5 milyar $ oldu. Son iki haftada TL mevduat faizinin artması ve dövizin yatay seyretmesi döviz dönüşümlü KKM’deki çözülme yaklaşık 2 milyar $ oldu. Doğru adımlar atıldığı takdirde iyileşmenin her tarafta olduğunu görüyoruz. Piyasa bir bütündür ve zincirleme hareketler olur.
Mayıs ayı başında piyasada yeterli TL olmaması ve mevduat faizlerinin yüksek seyretmesi vatandaşı TL mevduata yönlendiren bir diğer konu. Yerel seçim sonrası bir kısım dövizin sert bir yükselişe geçeceğini belirtmesine rağmen ben aşırı değerleme olmayacağını düşünen taraftaydım ki beklediğim gibi de devam ediyor. Döviz kurunun belirli bir bant içinde hareket ettiğini ve kontrollü hareket içinde olduğumuzu belirtirim. Kurların aşırı yükselmeyeceğine olan inancın azalması da neden oldu. Ayrıca kurun düşük kalması dolar cinsinden hesaplanan GSYH’nin ve kişi başına gelirin yüksek görünmesini sağlıyor. Bu durum aynı enflasyonun gelecek aylarda baz etkisi ile düşecek olması gibi sanal bir iyileşmeyi gösteriyor. Kurun yatay ya da düşük seyretmesi ithalat tarafı için olumlu olsa da ihracattı açısından olumsuz bir durum olmaktadır.
Aslında 2019 Aralık ayındaki kura (5,95) enflasyon rakamını eklediğimizde ise yaklaşık 30 lira seviyesine denk geldiğini görürüz. O günden bu yana alınan ve uygulanan yanlış kararların nasıl bir etkisi olduğunu net bir şekilde görüyoruz.
“Ya istiklal ya ölüm!” düşüncesiyle başlayan Millî mücadelenin başlangıcı olan Atatürk’ü anma, Gençlik ve Spor Bayramımızı kutlarım.
Saygılarımla…19.5.2024