Ülkemizin son yarım aşırına baktığımızda hep büyüme odaklı bir politika izlenmiştir. Ancak izlenen kısa vadeli, popülist, plansız çalışmalar büyüme çabalarında istenilen sonuçlar alınamadığı aşikardır. 1950-60 yıllarda ekonomik göstergeler açısından ülkemiz ile kıyaslanan G.Kore’ye baktığımızda ise uzun vadeli hedefler, planlamalar ve çalışmaların doğru sonuçlar aldığı görülmektedir. Tabloda G.Kore ile ülkemizin son durumdaki verilerini karşılaştırdığımızda büyüme verisinin tek başına bir şey ifade etmediği görülmektedir. Yani büyümenin topluma yansımasına bakmak gerekiyor. G.Kore 2021 yılı Q1 %1,8 büyümüş biz ise %7 büyüme gerçekleştirdik. Fakat halka yansımasına baktığımızda işsizlik, genç işsizlik enflasyon konusunda onların daha az büyüme ile daha başarılı olduklarını görmekteyiz. O zaman da akıllara büyümemiz ne derece nitelikli sorusu gelmektedir.
G.KORE | TÜRKİYE | |
İşsizlik % | 3,7 | 13,1 |
Genç İşsizlik % | 10 | 25,3 |
Enflasyon Oranı | 2,6 | 16,59 |
GSYH- Milyar $ | 1.647 | 754 |
Cari Açık GSYH Oranı | 3,5 | -5,1 |
Büyüme Oranı- 2021 Q1 | 1,8 | 7 |
Faiz Oranı | 0,5 | 19 |
Tüketici Güven Endeksi | 105 | 77,3 |
Ar-Ge Harcamalarının GSYH Payı | 4,5 | 1,06 |
Not: Trading Ekonomics ve Dünya Bankası Verileri kullanılarak R.Çınar tarafından oluşturulmuştur. |
Türkiye 2004-2006 ve 2010-2011 dönemlerinde cari açık ile birlikte yüksek büyüme gerçekleştirdi. Tabi ki o dönemde doğrudan yabancı yatırımcılar ile cari açık finanse edilmişti fakat bugün son 1 yılda bırakın sermaye girişini çıkışların olduğu bir ortam yaşamamaktayız. Borçlanarak ve dış finansman kaynağına dayalı hareketlerin sürdürülemez olduğunu bir kez daha görmekteyiz. Borçlanma sonucunda yapılan büyümenin refaha yansıma maalesef olmamaktadır. Ayrıca artan enflasyon ile alım gücü düşen vatandaşın refahı bırakın artmayı azalmaktadır. Diğer bir konu ise büyümeye rağmen işsizlik konusunda bir gelişme kat edilememesidir. Son 1 yılda işten çıkartmanın da yasak olduğunu hesaba katarsak aslında bu oranların daha da yüksek olacağı düşünülmektedir. Üreterek, tasarruflarla bir büyüme ve katma değerli ürünler çıkartarak gerçekleştirilen bir büyüme tüm topluma fayda sağlar. Bunun neticesinde istihdam artar, işsizlik azalır ve gelir artar.
Doğru, uzun vadeli, planlı, sanayi üretimini destekleyen, ar-geye önem veren ve sürdürülebilir politikalar belirlemeliyiz. Bu politikalar kişilere ya da partilere ait olmamalıdır. Nitelikli büyümeye önem vermeliyiz. Büyümenin istihdam ve refah seviyesine olan etkisine odaklanmalıyız.
Saygılarımla…6.4.21