Son dönemde özellikle enerji fiyatlarındaki yaşanan gelişmeler yeni bir krize neden olmaktadır. Artan Petrol, Doğalgaz ve Kömür fiyatları maliyetlerin artmasına ve enflasyonun daha da derinleşmesine neden olmaktadır. Bu durum büyümenin de yavaşlamasına neden olacaktır. Artan hammadde fiyatlarına ek olarak enerji maliyetlerinin artması üretimlerin yavaşlamasına neden olacaktır. Büyümenin yavaşlaması reel olarak bir büyümenin de olmaması stagflasyon eğiliminin artması demektir.

Stagflasyon “durgunluk/daralma” anlamına gelen bir ekonomik terimdir. Ekonomi de hem durgunluk hem de enflasyon yaşandığı dönemlerdir. Enflasyon yaşanırken ekonomi reel olarak bir büyüme gerçekleşmiyorsa burada yaşanan durgunluk haline denir. Bu terim 1970 yıllarda kullanılmaya başlanmıştır. Durgunluk artar ve istihdam azalır. Burada ki sıkıntı hem enflasyonla mücadele edilecek hem de ekonomi canlandırılması gerekecek ki ikisi de birbiriyle çelişir. 

FED ve AB Merkez Bankası enflasyonun geçici olduğunu vurgulamaya çalışsa da yaşanan gelişmeler artık öyle olmadığını ve stagflasyona doğru gidildiğini göstermektedir. Bir diğer konuda gelişmekte olan ülkelerin merkez bankalarının şimdiden önlem almak adına faiz artışları yapmasıdır. 

Enerji krizin ana sebeplerinden birisi de Avrupa’nın karbon salınımını azaltıcı politikaların artmasıyla yaşanan arz-talep dengesizliğinden kaynaklanmaktadır. Enerji krizinde yapılabilecekler de maalesef kısıtlı kalmaktadır çünkü üretim, dönüşüm ve taşıma kapasitesinin artması sınırlı kalmaktadır.

Petrol fiyatlarında 2014 yılından bu yan en yükse fiyatlara çıkılmasında OPEC + toplantısından beklenen üretim artış kararı gelmemesinden kaynaklanmaktadır. İngiltere’nin 2024 yılının sonuna kadar bütün kömür madenlerini kapatma kararı ve rüzgârın azalması ile rüzgâr enerjisinden elde edilen enerjinin azalması da etkili olmuştur. Buradan kaynaklanan açık kömür ve doğalgaz ile kapatılacağı için onların fiyatlarında artış yaşanmıştır. Benzer durum Çin’de de yaşanmaktadır kuraklık nedeniyle hidroelektrik santralleri üretimi azalmış ve açık doğalgaz ile kapatılmak istenmektedir. 2011 yılında yaşanan Fukishima (Japonya Nükleer Santrali kazası) olayı sonrası Almanya’nın 2022 kadar tüm nükleer santralleri kapatarak buradaki enerji açığını; rüzgâr, güneş ve hidroelektrik ile kapatmak istemesi ama kapatamaması da etkili olmuştur. 

Her geçen gün yeni bir sorun ile karşı karşıya kalmaktayız. Cuma günü gelen Tarım Dışı İstihdam verisi (194 bin) beklentinin çok altında olması artık izlenen politikanın istihdamın artışına ve enflasyonun düşmesine katkı sağlamamaktadır.

Saygılarımla…10.10.2021

Visited 1 times, 1 visit(s) today
Close