Pandemi ile beraber başlayan değişim ve dönüşüm süreci farklı şekilde ilerlemeye devam ediyor. Parasal genişleme ile ne alırsan al kazan dönemi yaşandı ve sonrasında savaş ile de soğutma dönemine geçildi. Yeni yılda ise bizleri daha fazla hareketliliğin olacağı bir dönem bekliyorum. Farklı haber akışları ve jeopolitik risklerin devam edeceği bir süreç olmasını bekliyorum. 2020 yılında küresel ekonomi %3,1 küçülerek, İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana yaşanan en sert küçülmeyi yaşadı. Bir sonraki yıl ise %6,1 ile son 50 yılda yaşanan en hızlı büyüme gerçekleşti. Zaten bu tarz sert küçülmeler sonrası sert büyümeler gelmesi normaldir.
Enflasyon geçici söylemleri ile başlayan süreç ve müdahale edilmekte geç kalınması ise tüm dünyayı zorlayan bir diğer nokta oldu ve olmaya da devam ediyor. Hızlı gelen faiz artışları ise büyümeyi yavaşlatan unsurlardan birisi oldu. 2022 yılı enflasyon yılı olarak hatırlanacaktır. İki dönem üst üste ekonomilerde küçülme yaşanması resesyona girildiğini gösterir ve şu an Avrupa teknik olarak resesyona girdi. Küresel ekonominin %2,5 altında büyüme yaşadığı durumlarda resesyon işaretidir. 2023 yılı ise resesyon, stagflasyon ve enflasyonun konuşulacağı bir yıl olacağını düşünüyorum. Savaş sebebiyle enerji fiyatlarındaki artışlarda işleri zorlaştırıyor. Son 3 yılda yaşananların hızlı bir şekilde son bulmasını beklemek maalesef çok akılcı bir durum değil.
Son dönemde Japonya Merkez bankasının atmış olduğu adımlar da dikkat çekiciydi. BOJ para politikası kararları ile devlet tahvillerinin 10 yıllık vadeli olanları %0,50 seviyesine yükselti. Normalde yaklaşık 30 yıldır %0,25 getiri tavanı ile kontrol altında tutuyordu. Bu durum FED işini kolaylaştırıyor. Bakıyoruz DXY (Dolar Endeksi) çıkarken düşen borsalar, altın ve diğer para birimlerinin tekrar yükselmesini bu hamle ile yaptılar. Yani DXY düşerken diğer enstrümanların yukarı gitmesini engellediler. Tabiri caizse dünyayı oyalayarak yılı tamamlıyorlar.
UNTAD (Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı) yayınladığı “Küresel Ticaret” raporu 2022 yılının ikinci yarısında küresel ticaret yavaşladığını ve toplam ticaret hacminin 32 trilyon $ ulaşmasını bekliyor. Artan enerji fiyatları, jeopolitik riskler ve talepte yaşanan değişimlere dikkat çekilmiş.
Dünya Bankası’nın tarafından yayınlanan “Küresel Stagflasyon” raporunda da önümüzdeki süreçte olabilecek üç senaryonda bahsediyorlar;
- Stagflasyon yaşanmayacak. Gerekli büyüme gerçekleşecek ve enflasyonda yaşanacak düşüler beklentisi ile küresel ekonomi rahatlayacak.
- Sert yavaşlama. Enflasyonda düşüşün yaşanmaması ve parasal sıkılaşmanın devam ettiği senaryo bu durumda küresel ekonomi yavaşlama devam edecektir.
- Küresel resesyon yaşanacak. Faiz artışları devam edecek ve talepte yavaşlama olacak.
Benim açımdan birinci senaryo hariç diğerlerinin yaşanması daha muhtemeldir. Enflasyon devam edeceğini ve resesyonun yaşanacağını düşünüyorum. Diğer taraftan bu risklerin yanında içeride ise seçim gündemi yer alıyor. Bu süreçte ülkemizde hem konut hem taşıt satışlarını canlandırmak için yılın ilk çeyreğinde kredi büyümesini hızlandırmak için çalışmalar yapılacağını bekliyorum. Bu süreçten sonra ise tekrar bir sakinlik ve durgunluk yaşanacaktır. Seçim öncesi ve sonrası kur hareketliliğine hazır olmalıyız. İşlerimiz daha verimli hale getirmeliyiz. Bu süreçte büyümeyi verimlilik ile sağlamalıyız.
Son 5 yıldır her yıl sonunda yeni yıl için kendime günlük, haftalık, aylık ve yıllık hedefler belirliyorum. Ana bir hedefimin yanında rutinler yapmaya özen gösteriyorum. 2022 yılında; 45 yazı yazdım, 29 kitap okudum, 2 yeni şehir gezdim, tenis oynamaya başladım, finansal piyasalar için kendi robotumuzu yazdım, yaklaşık 100 podcast dinledim. Sizlerde bu tarz hedefler belirlemenizi tavsiye ederim. Süreklilik size başarı getirecektir. Bu rutinler ile zinciri kırmamış oluyorsunuz. Yani 29 kitap okumak zor ama günlük 30 dk okuma yaparsanız işler daha da kolaylaşıyor.
Yeni yılın ülkemize huzur, barış, sağlık ve başarı getirmesini diliyorum.
Saygılarımla…30.12.2022