Ülkemizin sorunları, belirsizlikleri, problemleri ve gereksinimleri giderek artıyor. Aslında insanlar mevcut iktidarı istikrar sürsün, daha uyumlu ve koordineli hareketler olsun diye istemesine rağmen bazı alanlarda maalesef istenilen ile uygulama uyuşmuyor. Piyasaların en sevmediği konulardan birisi de belirsizlik ve öngörülemezlik. Son 2 yılda maalesef öngörülemeyen politikalar izlenmektedir. Bu durum gelir dağılımın bozulmasına ve gelir eşitsizliğin giderek artmasına neden oluyor.
Gelir Adaletsizliği son dönemde öne çıkan konulardan birisidir. Toplumun çok az kısmının servetinin kat be kat arttığı bir ortamda alım gücü her geçen gün düşen çoğunluğun arttığını görüyoruz. Orta sınıfın yok olma noktasına geldiği bir dönemi yaşıyoruz.
Gini Katsayısı dediğimiz dağılım ölçüsünden yararlanarak bireysel gelir dağılımını ölçeriz. Gini Katsayısı adı verilen ölçü 0’a yaklaşıyorsa eşitliğin arttığını işaretken, 1 ‘e yaklaşan değer ise eşitsizliğin artışına delalettir. En son yapılan araştırma sonuçlarına göre Gini katsayısı 0,433 olarak tahmin edildi. Tüm sosyal transferler hariç tutulduğunda Gini katsayısı 0,520 oldu. Vergilerin dağılımı, toplanması, düzenlenmesi ve en önemli kısmı harcanması bu adaletsizliğin temelini oluşturuyor. Seçim sonrası farklı vergilerin gelmesi muhtemeldir çünkü bütçe çok fazla açık vermektedir.
Türkiye Ekonomi Modeli adı verilerek 2021 Eylül ayında başlayan faiz indirimleri ile gelir dağılımının nasıl bozulduğunu görüyoruz. Burada yapılan yanlış politikalar gelir dağılımı daha hızlı bozulmasına neden olmuştur. Bu dönemde hedeflenen hiçbir şeyin gerçekleşmediğini de görüyoruz. Yeni Çin olma yolunda başlatılan bu değişim maalesef halkın fakirleşmesine neden olmuştur.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2023 yılına ilişkin gelir dağılım istatistiklerini yayınlandı. Verilere baktığımızda ise; toplumun en düşük gelire sahip kısmı %20’lik kısmını oluşturuyor. Bu kısım toplam gelirden aldığı pay 2021 yılında %6,1 iken 2023 yılında %5,9 gerilemiştir. Toplumun en yüksek gelir grubuna sahip olan %20’lik kısmın toplam gelirden aldığı pay ise %49,8 yükseldi. (Önceki %46,7) Yani toplumun %80 aldığı pay ile %20 kısmın aldığı pay aynıdır. Ek olarak, 2021 yılında en zengin %10’luk grubun geliri en yoksul %10’luk grubun gelirinin 13,7 katı iken, 2023 yılında ise 15 katına çıkmıştır. Başka bir ifadeyle en fazla gelir elde edenlerle en az gelir elde edenler arasındaki fark açılmıştır.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk bizlere koymuş olduğu “Muasır Medeniyetler” seviyesine çıkma hedefini maalesef bu şekilde gerçekleştiremeyiz. Toplumun refah seviyesi artacağı yerde düşmektedir. Gelir eşitsizliği hırsızlığa, yolsuzluğa, arsızlığa ve haksızlığa neden olur. Toplumun dinamiklerinin bozulmasına neden olur.
Enflasyonla gerçekten mücadele edip vatandaşın alım gücünü artırılması gerekiyor bunun yolu da sadece maaş zammı ile sağlanamaz. Bu yapılan zamlar kısa bir süre avantajmış gibi görünse de orta uzun vadede dezavantajlıdır.
Saygılarımla…4.2.2024