Piyasa genel olarak kurumlardan şeffaf, ön görülebilen, tutarlı ve beklentilerle uyumlu hareket edilmesini ister. Ayrıca piyasaların en sevmediği konu ise belirsizliktir. Piyasaya yön veren kurumlar ve kişilerin gerçekçi ve doğru verilerle piyasayı ikna etmesi gerekiyor. Merkez Bankası geçtiğimiz hafta politika faizini 250 baz puan artırarak 17,5 seviyesine yükseltti. Beklenti 500 baz puan olmasına rağmen yapılan bu artış aslında yeterli değildi. Enflasyon düşmüyor, faiz yükseliyor, döviz yükseliyor, zamlar ardı ardına geliyor ve en önemlisi hayat pahalılığı giderek artıyordu. Bunların yanında finansmana erişim ise zorlaşmaya devam ediyordu. Özellikle Kobilerin finansmana erişememesi piyasaların sıkışmasına neden oluyor.
Planlanmayan ve ani yapılan zamlar toplumda şoka neden oluyor. Aslında bu durum talep enflasyonun devam etmesine de neden oluyor. Öncelikle MB ve Hükümetin insanları enflasyon ile mücadele edildiğine inandırması gerekiyor. İnsanlar fiyatların sürekli artış göstermesinden dolayı yarın daha yüksek fiyattan almak yerine talepleri öne çekerek de enflasyonun artmasına neden olmuştur. Yani 6 ay sonra lazım olan bir ürünü fiyatı daha da artacak diye talep öne çekilmesinden kaynaklı da enflasyon oluşmuştur. Açıklanan enflasyon rakamlarına insanların güvenmemesi de bu davranışı tetikleyen unsurlardandır. Üretimde oluşan maliyet artışları da enflasyonu etkileyen diğer unsurlardandır. Yani sizin asgari ücrette yapacağınız artışlar üretim maliyetlerini de olumsuz etkilemektedir ve bu durum tekrardan vatandaşa zam olarak yansımaktadır. Mesele maaşların artması değildir alım gücünün artmasıdır. Faizlerin artmasından kaynaklı paranın maliyeti de artacaktır ve finansmana erişim zorlaşacaktır. Bu durumda firmaları olumsuz etkileyecektir. Doğru politikaların uygulanmamasının tüm piyasalara nasıl olumsuzluklar yansıtacağını görüyoruz. Öncelikle hata olduğunu kabul etmeli, sonrasında onu düzeltmek için çözümler üretmeliyiz.
MB faizi nereye kadar çekeceğini ve bunu diğer unsurlarla nasıl destekleyeceğini anlatmalı ve toplumu inandırmalıdır. Ayrıca kamu harcamalarında tasarrufların yapıldığını da göstermek gerekiyor. Sadece zamlarla bu işi doğru noktaya maalesef götüremeyiz. En hızlı tasarrufu kamunun elinde olan ve verimsiz kullanılan araçlar ile yapabiliriz. Bu sayede onların bakım, vize, benzin gibi masraflarında da kurutulmuş oluruz. Ek olarak piyasada oluşan araç sıkıntısını da çözmüş oluruz.
Faizlerin artması sonucu Ticari kredi faizleri hızla yükselmeye devam ediyor. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) verilerine göre 7 Temmuz haftasında ticari kredilerde ortalama faizler %24,5 seviyesine yükseldi. Tüketici kredilerinde ortalama faizler %48’e yükseldi. Kredilerdeki büyüme %8 kadar geriledi. Pandemi döneminde bu oran %55 seviyelerindeydi. Seçim öncesi başlayan finansmana erişim sorunu giderek artıyor. Birkaç ay daha bu sorunun devam edeceğini düşünüyorum. Bu durum piyasalarda bir kısım eliminasyona yol açacaktır. Batacak olan firmaların olacağını söyleyebilirim. Piyasa dinamikleri (faiz, kur) oturmadan para girişleri de kısmi olacaktır.
Yılın geri kalanında hem faizlerin arttığı hem de döviz kurunun arttığı ve finansman sorunun olduğu bir dönem bizi bekliyor. Konut ve taşıt satışlarının yavaşlayacağını düşünüyorum çünkü nakit bu dönemde çok fazla değerli olması ve kredi büyümesinin yavaşlamasını bunun en temel nedenidir. Dikkatli, kontrollü ve hesaplamalarımızın gözden geçirdiğimiz bir dönem olması gerekiyor.
Saygılarımla…23.7.2023