Sanayide verilere baktığımızda yavaşlamanın olduğunu ve yılın geri kalanında da bunun devam edeceğini görüyoruz. İktisadi Yönelim Anketi; imalat sanayinde kısa dönemli eğilimlerin izlenmesi ve ekonomik faaliyetlerin yönünü tahmin etmek için kullanılıyor. Ankete katılanlar Haziran 2024’te; toplam sipariş miktarının aylık bazda düştüğünü, iç piyasa sipariş miktarının da düşüş göstermesine rağmen ihracat sipariş miktarının arttığını açıklandı. Bu durum aslında hükümetin istediği gibi iç talebin azalması ve talep yönlü enflasyonun azalması açısından iyi bir durum.
Gelecek dönemlere yönelik beklentilere baktığımızda ise; üretim hacminin, iç piyasa sipariş miktarının, ihracat sipariş miktarının, toplam sipariş miktarının ve toplam istihdamın düşeceği bekleniyor. Reel Kesim Güven Endeksi haziran ayında bir önceki aya göre 1,9 puan düşerek 100,5 seviyesine geldi. Mevsimsellikten Arındırılmış Kapasite kullanımı ise 0,4 puan azalarak 76,2 seviyesinde gerçekleşmiş. Bu veriler imalat Sanayinin ivme kaybettiğini gösteriyor. Euro bölgesi öncü bileşik PMI endeksi haziranda bir önceki aya göre 1,3 puan gerileyerek 50,8 düzeyinde gerçekleşti. En büyük dış ticaret ortağımız Avrupa yavaşlarken bizim büyümemiz daha fazla dış ticaret açığı vermemize neden olur. Bu durum daha fazla finansman ihtiyacının oluşmasına neden olur. Bunların yanında maliyetlerin artması da işleri zorlaştıracak bir diğer nokta olarak karşımıza çıkıyor. Artan maliyetler ve Avrupa’nın da talebinin azalması ile ihracatta rekabeti zorlaştıracaktır.
2023 yılında ISO 500 içerisinde 12 şirket halka açıldı. Halka açık şirket sayısı ise 85 oldu. Yanlış politikalar izlediğimiz ve bu günlere gelmemize neden olan dönemle bu döenem baktığımızda;
- 2021 yılında ülke ekonomisi %11,4 büyürken sanayi %17,3 büyüdü,
- 2022 yılında ülke Ekonomisi %5,5 büyürken, sanayi %1,7 büyüdü,
- 2023 yılında ise ülke Ekonomisi %4,5 büyürken, sanayi %0,8 büyüdü.
Büyümenin tabana yayılmadığı ve o dönem kurlardan, enflasyondan kaynaklı sanal bir büyüme olduğunu bugün daha net görüyoruz. Aslında burada gerçek sürdürülebilir bir büyüme yoktu.
Toplam Borçlar içerisinde kısa vadeli borçların yüksekliğini de görüyoruz. Bu durum ISO 500 şirketlerinde de mevcut. Finansmana erişimin her geçen gün zorlaştığı bir durumda bu da işleri daha da sıkıntılı hale getiriyor. Finansman giderleri %92,5 oranında artmış görünüyor. Finansman giderlerinin faaliyet karına oranı %57 seviyelerine gelmiş yani karın yarısı finansman maliyetine gitmiş. Bu durumda kar olmayınca işlere yeni yatırımlar, iyileştirmeler ve teknolojiye uyumlu hareketler yapılması pek mümkün değil. Bundan dolayı da rekabet gücü azalmaya devam edecektir.
Yılın geri kalanı 10 aya kadar zorlaşarak devam edecektir. Bu durumda sanayicilerimiz verimliliği artırıcı çalışmalar yapmak zorundalar. 9 aya kadar bilançolarını düzeltmeli, maliyet hesabı, stokları kontrol etmeli ve o dönem oluşacak kredilere hazırlıklı olmalılardır. 9 aydan sonra 2 kez faiz indirimi olmasını bekliyorum bu durum bir nebze de olsa piyasalara rahatlama getirecektir. Bu döneme kadar işler zorlaşarak devam edecek.
Saygılarımla…30.6.2024