2020 yılı 3.çeyrek büyüme rakamları açıklandığından beklentinin üzerinde gelmesi herkesi şaşırttı ve mutlu etti. Açıklanan %6,7’lik büyümenin devamı gelecek mi sorularını akıllara getirdi? Büyüme kaliteli, sürdürülebilir ve kapsamı önemlidir. “Ne kadar” büyüdüğünüzün önemi olduğu kadar ondan daha önemli olan “Nasıl” büyüdüğümüzdür. Üreterek, tasarruflarla bir büyüme ve katma değerli ürünler çıkartarak gerçekleştirilen bir büyüme tüm topluma fayda sağlar. Bunun neticesinde istihdam artar, işsizlik azalır ve gelir artar. 2019 yılı 3.çeyreğine göre istihdam oranı % 45,4’ten % 43’e gerileşmiş, Bireysel kredi ve kart kullanımı 536 milyar TL’den 795 milyar TL’ye yükselmiş ve Bütçe açığı 85,8 Milyar TL’den 140,6 Milyar TL’ye yükselmiştir. Pandemi nedeniyle bütçe açığındaki artışın olması beklenmekteydi. Bu veriler ışığında bizim sağlıklı, sürdürülebilir ve gerçek bir büyümeye sahip olmadığımızı üzülerek belirtirim.
Geçtiğimiz hafta açıklanan enflasyon rakamları da yine beklenti üzerinde olması piyasaların kafasını karıştırdı. Aslında burada rakamların ne ifade etti ve neden bu şekilde olduğunun içeriğine bakmak gerekiyor. Büyümenin temelinde son 20 yılda olduğu gibi krediyle gerçekleşmiştir. Covid19 nedeniyle piyasaya sunulan fazla likidite ile kısa süreli bir canlılık yani tüketim oluşmuştur. Bu durum sürdürülebilir ve uzun vadeli bir durum değildir. Çünkü şuan aynı isteklilikle ve aynı oranlarda krediler bulmamız mümkün değil.
Ağustos, Eylül ve Ekim aylarında döviz kurlarında yaşanan hareketlilik etkilerini sonradan göreceğimizi belirtmiştik ki onları yaşamaya başlıyoruz. Bunu tsunamiye benzetebiliriz sular çekildikten sonra gerçek manzara ortaya çıkar. Ekim ayında başlayan gıda fiyatlarındaki artış Kasım ayında da devam etmiştir. Kişilerin mali durum, harcama ve tasarruf eğilimlerini gösteren Tüketici güven endeksi kasım ayında geriledi.
Gıda fiyatlarındaki artışın içinde mevsimsel etkilerde yer almaktadır. Gıda konusunda enflasyonla mücadele için ithalat yapılmasının desteklenmesi üreticilerimize zarar vermektedir. Fiyatı artan ürünlerin fiyatları ithalat ile baskılanmak istenmektedir. Enflasyonu artırır diye 1 yıldır çiğ süt fiyatı artırılmıyor, 37 aydır şeker fiyatlı artırılmıyor bu durum ücretimizi küstürüyor.
Her alanda üretim maliyetlerini düşürecek politikalar izlenmeli ve özellikle tarımda üreticiler desteklenmelidir. Salgın hastalıkların devam etmesi durumunda tarımın önemi daha da artacaktır. Üretim desteklenerek ihracat yapılmasına olanak sağlanmalıdır. Ülkemizin kurutuluşu ve çıkışı nitelikli üretimden ve tasarruftan geçmektedir.
Saygılarımla…06.12.2020