Faiz İndirimi ve Etkileri
Merkez Bankası (TCMB) geçtiğimiz hafta yılın son Para Politikası kurulunda politika faizini 250 baz puan düşürerek %47,5 seviyesine indirdi. 22 ay sonra ilk defa faiz indirimi gerçekleşmiş oldu. PPK kararında açıklama ise; “Para Politikası Kurulu, politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 50’den yüzde 47,5’e indirilmesine karar vermiştir. Kurul ayrıca, operasyonel çerçevede değişikliğe giderek, Merkez Bankası gecelik vadede borçlanma ve borç verme oranlarının bir hafta vadeli repo ihale faiz oranına kıyasla-/+ 150 baz puanlık bir marj ile belirlenmesine karar vermiştir.”
Enflasyonun ana eğiliminde hala belirgin bir düşüş yok. Merkez Bankasının ana eğilimin düşüş yönünde olacağını beklese de veriler henüz bunu tam olarak desteklemiyor. Bunun temelinde ise uygulanan programın sadece faiz hedefli olmasının yeterli olmadığından kaynaklanmaktadır. Gelecek yıl PPK toplantı sayısı 12’den yerine 8’e indirildi. Geçmiş yıllara baktığımızda 2017, 2018 ve 2019 yıllarında da 8’er toplantı yapılmıştı. Sadece bu dönemlerde 2018’de rahip krizi yüzünden para politikasında ara bir toplantı ile faiz artışı gerçekleşmişti. Toplantı sayısındaki azalma Merkez bankasının sözlü iletişimden çok fiili adımlar ile politikayı şekillendirmesine olanak sağlayacaktır. PPK toplantı sayısının azalmış olması “İndirim şu kadar olur, yok bu ay pas geçilir” söylemlerinin pek konuşulmayacağını bize gösteriyor.
Trump Reis yaptığı açıklamalarda bizim yakın olduğumuz söylemlere benzer açıklamaları oldu. Bunlardan en dikkat çekici olanı ise; 51 Kanada, 52 Grönland ve 52 Panama şeklindeydi. Grönland söylemesinde orada yer alan dev petrol yatakları olmasıdır. Panama’yı özel kılan nokta ise Çinlilerin orada çok fazla ortaklıklar kurmasından dolayıdır. Ticaret savaşları sadece vergilendirme ile ibaret kalmayacağı da anlaşılıyor. Dünya Ekonomisinde 2025 yılında büyümenin %1 civarında olması ve bu durumun resesyon riskini oluşturacağını gösteriyor. FED faiz indirimlerine başladıktan sonra genelde 3-8 arasında dünya ekonomisinde bir durgunluk olmuş ve resesyon yaşanmıştır.
ABD hisse senetleri FED’in iki faiz indirimi sonrasında zorlama ile yükselişe devam etmesine rağmen riskler devam ediyor. Borsalarda özünümüzde süreçte düzeltme olması yüksek ihtimaldir. FED’in 2025 yılı enflasyon ve büyüme beklentilerini yukarı yönde revize etti. Bu durumdan dolayı faiz indirimlerine ara verilmesi ihtimali de gündemdedir.
Borsalarda klasik göstergelerden olan F/K yani fiyat kazanç oranı ise 28 seviyelerindedir. 2008 finansal krizi öncesinde 122 ve pandemi öncesinde ise 38 seviyelerindeydi. Trump sonrası doların tekrar güçlenmesi ihtimali ile DXY yukarı yönlü hareket edece olması da borsaların düzeltme riskini destekliyor. Ayrıca teknoloji şirketlerinden; NVIDIA 3.4, Apple 3.3 trilyon dolar piyasa değerine ulaşması riskleri gösteren bir diğer nokta. Bu rakamlar birçok ülkenin GSMH bile üzerindedir. Özellikle NVİDİA dikkat etmekte fayda olduğunu belirtirim.
Yeni yılda hem bizim tarafta hem de dünya genelinde enflasyon riskinin devam edeceğini ve resesyon ciddi bir risk olarak karşımızda olacağını unutmamak gerekiyor. İç piyasada finansmana erişim konusu çözülmedikten sonra piyasaların canlanması pek kolay görünmüyor. Faizlerin de hızlı bir şekilde düşmeyeceğini de unutmamak gerekir.
Saygılarımla…30.12.2024