Dün gerçekleşen Merkez Bankası PPK toplantısı sonrasında piyasa beklentilerinin üzerinde bir faiz artışı gerçekleşti. Yapılan 750 baz puanlık artış ile faizler %25 seviyesine yükseltildi. Bu artış sonrası faizler son 4 yılın en yüksek seviyesine yükseldi. Aslında Merkez Bankası bir önceki hafta sonu KKM ile yaptıkları değişiklikler sonrasında faizlerin artacağı kesin gibiydi. Atılan adımlar piyasanın finansman maliyetini artırsa da enflasyon ile mücadele için önemlidir. Aslında kısaca buraya nasıl geldik ona da değinmek istiyorum. 20 Mart 2021 tarihinde Merkez bankası Başkanı Naci Ağbal görevden alındı ve geçmiş dönem uygulanan faiz indirme politikasına dönüş yapıldı. O günden bugüne gelene kadar yaşadıklarımız tutarsız, öngörülemeyen, şeffaf olmayan ve hatalı politikalardan dönülmesi sevindirici bir durum. Fakat o günlerde ben de dahil olmak üzere bunun yanlış olduğunu söyleyen herkese kızıyorlardı ama bugün üzülerek haklı çıktığımızı görüyorum. Memleketimiz için keşke ben ve benim gibi düşünenler haklı çıkmasaydı da bu kadar ağır hasarlar almasaydık. Yüksek faizi ben de istemiyorum ama tüm dünya sıkılaşırken bizim gevşek para politikaları izlememiz de yanlıştı. Nasıl bir hasar aldık derseniz hem enflasyon yükseldi hem cari açık arttı hem de döviz yükseldi ve finalde faizler de daha yüksek seviyede. Neredeyse her şeyin fiyatı 10 katına çıktı. Alım gücümüz ciddi anlamda azaldı. İş gücünün GSYH içindeki payı azaldı. O zaman bunu neden yaptık diye insan sormadan edemiyor.
Gelelim son duruma Merkez Bankasının bu hamlesi ile piyasa ile uyumlu, parasal sıkılaşmaya devam eden ve enflasyon ile mücadele edileceğini görüyoruz. Akaryakıt fiyatlarının artışı, ücretlerin artışı ve iç talebin enflasyonu olumsuz etkilediği vurgulanmıştır. Bunlar geçmiş raporlara göre dikkat çeken unsurlardı. Fiyat istikrarı temel amacı çevresinde elimizdeki tüm araçlar kullanılmaya devam edecektir açıklaması da önümüzdeki sürece dair mesaj olarak algılanmalıdır. Eylül Merkez Bankası toplantısında da faiz artışına devam edileceğini ve faizin bir noktada dengelenmesi sonrası KKM çıkacak paraların mevduata yönelmesi sağlanacaktır. KKM yaklaşık 139 milyar $ bir para bulunmaktadır ve kurun 1 TL’lik artışının bize maliyeti 139 milyar TL olacaktır bu yüzden burada yapılacak değişiklikler memleketimiz için önemlidir. Dövize olan talebin bir nebze önü kesilecektir. Ayrıca iç piyasanın yüksek talebinin de artan faizler önünü kesmiş olacak. Artan finansman maliyetleri yüzünden firmaların karlılıkları azalacak ve finansmana erişim sorunu biraz daha devam edecektir. Kurun belirli bir seviyede kalması ve ani sert yukarı hareketlerin olması ötelenmiştir. Alınacak diğer kararlar ile bu faiz kararı nasıl desteklenecek onları da değerlendirerek yorum yapmak daha doğru olacak. Ayrıca kurun bu şekilde aşağı ya da yukarı gitmesi piyasa açısından maalesef olumsuzdur. Bu durum yerli ve yabancı yatırımcıların karar vermesini zorlaştırıyor. Dengelenme sonrasında daha rahat kararlar alınabilir.
Enflasyonun biraz daha hem biz de hem de dünyada devam edeceği için yapılan bu adımlar ilerleyen süreç açısından olumludur. Umarım kısa sürede doğru adımlar atılarak hem vatandaşın alım gücü artırılır hem de piyasa dinamikleri daha rahat hale getirilir.
Saygılarımla…26.8.23