Pandemi nedeniyle bazı gelişmelerin hızlandığını ve bunun neticesinde bazı sektörlerin hızlı büyüdüğünü ve maalesef bazı sektörlerinde küçüldüğü görmekteyiz. Merkez Bankası’nın Ekim’21 raporunda imalat sanayinde kapasite kullanım oranı %78 olarak belirtilmiştir.
Üretim artışı yaşanmasına rağmen, artan maliyetler ise karlılığı azalmaktadır. TÜİK 2020 yılı verilerine göre; 2020’de reel sektör işletmelerinin üretim değeri ortalama %13,66 artarken, KOBİ’lerin üretim artışı %10.14’te oldu. KOBİ’lerin toplam üretimdeki payı %1,37 küçülerek %42,75’e gerilemiştir. Tüm dünyada yaşanan hammadde fiyatlarındaki artış, enerji maliyetlerinin artması ve tedarik zincirinde yaşanan sorunlar problemlere yol açmaktadır. Bunun yanında ülkemizde yaşanan kur şoku da cabasıdır. İşletmelere talepler artmasıyla beraber cirolarında artışlar yaşanmasına rağmen karlılık oranları artmamaktadır. Toplam ciroda büyük işletmelerin payı 0,91 puan artışla %50,50 oldu. Küçük işletmelerin payı da 0,96 puan kayıpla %18,42’ye geriledi. İhracat yapan işletmelere yabancıların kur artışından dolayı indirim talep etmeleri de işleri zorlaştırmaktadır. İmalatımızın ithalata bağlı olması bizleri zorlayan bir diğer unsurdur. KOBİ’lerde karlılığın azalması sadece işletmelerin devamlılığını sağlanmaktadır. Yeni yatırım yapıl(a)madığını, Ar-Ge faaliyetlerine yeterince bütçe ayırıl(a)madığını, teknolojiye yatırım yapıl(a)madığını, pazarlama ve reklam çalışmalarının yeterli olmadığını da göstermektedir. Bütün bunlarda markalaşmayı engellemektedir. GSYH içindeki Ar-Ge paylarına baktığımızda bizim diğer ülkelere nazaran çok geride olduğumuz görülmektedir. Bu durum rekabet gücümüzü, karlılığımızı, markalaşmamızı, Pazar payındaki gücümüzü olumsuz etkilemektedir. İşletmelerde ortalama katma değer artışı %19,16 oldu. Büyük işletmelerde bu oran %24,81’e kadar çıkarken, KOBİ’lerde %11,95’te kaldı. KOBİ ağırlıklı bir ülke olduğumuz için onları daha fazla desteklemeli ve geliştirmeliyiz. KOBİ’lerin yaşadığı bu daralmalar fakirleştiğimizin bir diğer göstergesidir.
Dolar TL kurda yeni zirveler gördük ve 10 TL ulaştırdık. Üst üste ikinci ayda da cari fazla verdik. Merkez Bankasının amaçları yerine gelmeye başladığı için enflasyon ne zaman düşecek diye artık sorabiliriz. Onlarda bize muhtemelen son dönemlerin popüler videosu ile “Düzeleceğiz inşallah, şu olaylar bi bitsin“ cevap verirler diye korkuyorum. Tüm dünya sıkılaşmaya giderken bizim yanlış politikalardan vazgeçerek hem sıkı para hem de sıkı maliye politikaları izlemeliyiz. Ben her zaman hem ülkemize hem de insanımıza güvenmekteyim. Bu günlerde geçecek ve inşallah daha refah bir noktaya gideceğiz. Bunun için üretmeli, markalaşmalıyız ve çok çalışmalıyız. Teknolojiye olan ilgimizi işlerimizle birleştirmeliyiz.
Saygılarımla…14.11.2021