Bu hafta açıklanan veriler ile 2022 yılı İlk çeyrekte %1,6 daralan ve ikinci çeyreğinde de %0,9 daralan ABD ekonomisi resesyona girmiştir. Resesyon demek; iki çeyrek dönem üst üste daralma yaşanmasıdır. Kısaca ekonomide durgunluk olması demektir. 2021 yılında fazlaca yapılan parasal genişleme sonrası geçici bir iyimserlikten sonra enflasyonun oluşacağı belliydi fakat bunu ciddiye almayan daha doğrusu bilerek geçici söylemleri ile dünyayı oyalayan Merkez Bankaları şimdi yapmış oldukları hızlı faiz artışları ile de finansman maliyetlerini yükseltmekte ve borçların çevrilmesini zorlaştırmaktadır. Ayrıca Merkez Bankalarının geç hareket etmeleri ve iletişimi doğru kullanmamaları da etkili olmuştur. Geç kalınan daha doğrusu bilerek bu duruma getirilen ekonomiler şimdi sert faiz artışları ile soğutulmak istenmektedir fakat günün sonunda baktığımızda dünyayı zaman açısından oyaladıkları net bir şekilde görülmektedir. Sonuçta paranın bir zaman değeri var. Hem enflasyon hem de durgunluk olduğu zaman stagflasyon oluşuyor. Dünya ekonomisi bununla mücadele etmek noktasında sorunlar yaşıyor. Mevcut duruma baktığımızda enflasyon nedeniyle hane halklarının alım gücünün azaldığı ve finansman maliyetlerinin artması da sorunlarla başa çıkılmasını zorlaştırıyor.
Artan riskler ile beraber oluşan karamsarlık olumsuz sonuçlara neden oluyor. Çin’de yaşanan artan vakalar, sonrasında kapanmalar ve diğer taraftan Evergrande ile başlayan emlak krizinin tüm dünyaya yansıyıp yansımayacağı konusudur. Ukrayna’daki savaşın akıbetinin ne olacağının hala belli olmaması gaz risklerinin bitmemesine neden oluyor. Bu durum da büyümeyi etkileyecek olan en önemli unsurların başında geliyor. ABD tüketici harcamalarının azalması başlıca nedenlerdir. Homojen bir yapıya sahip olmayan Avrupa’da gaz sıkıntısı giderek artıyor. Ülkelerde yaşanan siyasi krizlerde de cabası. Bunlara ek olarak ihracat ve ithalatın azalması özellikle Almanya’nın cari fazla vermesini zora sokmaktadır.
IMF hazırlamış olduğu “kasvetli ve daha belirsiz” başlıklı raporda büyüme rakamları revize edilmiştir. Tablolardan da verilere göreceğiniz üzere dikkat çeken nokta; 2022 dünya büyümesine ilişkin beklenti %3,2 oldu. (Nisan raporunda %3,6’ydı.) IMF raporunun dikkat çekilen bir diğer nokta ise hem enflasyon hem de durgunluk bahsediliyor. Gördüğünüz üzere riskler artmaya devam ediyor. Amaç dünyayı oyalamak o yüzden de yeni riskler ortaya da çıkacaktır.
Artan emtia ve gıda fiyatları dünya çapında yaşam standartlarını zorlaştırmaktadır. Enflasyon ile ciddi bir mücadele edilmemesi ve zamanın hızlı bir şekilde ilerlemesi durumun düzelme süresini daha da geciktiriyor. Sıkılaşan para politikaları sonrasında hükümet harcamaları ve vergilerde değişikliklerle dengelenmeye çalışılacaktır. Yılın geri kalanı biraz daha sakin geçecek ve durgunluk maalesef devam edecektir. Likidite noktasında da bir sıkışıklık olacaktır. Nakit daha da değerli olacağı dönem yaşayacağız. Ülkemiz tarafında ise turizm gelirlerinin iyi gelmesi sebebiyle Ağustos ayında biraz daha sakin bir kur hareketliliği olsa da Eylül-Ekim aylarında yukarı yönlü yeni zirvelerin olacağı bir süreç olacaktır.
Saygılarımla…31.7.2022