Kasım ayında başlayan ekonomi yönetimindeki değişim ile söylemler ve yöntemler değişmeye başlamıştı. Enflasyonla mücadele, sürdürülebilir, şeffaf ve öngörülebilir politikalar izleneceği vurgulanmıştı. MB’ının piyasayı değil, piyasanın MB’ını takip etmeye başlamıştı. Tabi ki bu dönemde de faizler 11,25’ten 19 seviyesine yükseltildi. Dolar Tl ise 8,50 seviyesinden 7.25 kadar geri çekildi. Piyasaya daha fazla güven veren ve MB bağımsızlığını hissettiren bu durum aslında yılın 2.yarısında hem enflasyonda baz etkisiyle hem de faizlerin düşeceğine inanmaya başladığı bir ortamda Dün akşam yayınlanan Cumhurbaşkanı kararnamesi MB Başkanı görevden alındı. Görevden almanın gerekçesini, bilmiyoruz ama muhtemelen Mart ayı para politikası toplantısında 200 baz puan faiz artışı ile faizler %19 seviyesine yükseltilmesinden kaynaklandığını düşünüyorum. Esas büyük fikir ayrılıklarının başında faiz artışı yatmaktadır. Ayrıca açıklanan reform paketinde de Cumhurbaşkanımızın “fiyat istikrarını” bir kenara bırakıyoruz diye açıklama yapması zaten bir fikir ayrılığı olduğunu ortaya koyan nedenlerden bir tanesiydi. 

Peki şimdi ne olacak? Merkez Bankasının yaklaşık 4 aydır sürdürdüğü sıkı politikalar, sürdürülebilirlik, şeffaflık, bankanın bağımsızlığı ve öngörülebilir politikalar sergileyeceğini belirtmesinin bir anlamı olmayacak mı? Başkan gitti ne olacak, nasıl yapacağız diye bir karamsarlık yok tabi ki çünkü burada kurumlar önemlidir, kişiler gelip geçicidir. Tabi ki yüksek faiz hiçbirimizin istediği bir konu değil fakat kurdaki dalgalanmanın azalması, ters dolarizasyon ve enflasyonla mücadele için gerekli bir adımdı. Bunun yanında sıkı maliye politikaları ve kamu harcamalarında tasarruflara yönelmek gerekmekteydi.

Gelişmekte olan ülke kategorisine baktığımızda ise; Brezilya faizleri 2.75 seviyesine yükseltmiştir (Önceki %2) ve Rusya Merkez Bankası ise faizleri 4.5 seviyesine yükseltmiştir (Önceki 4.25). Bunun nedeni ABD 10Y tahvillerinin yukarı yönlü hareket etmesi ve enflasyon beklentileri nedeniyle sıcak paranın gelişmiş ülkelere gitmesini önlemekti. Brezilya uzun vadeli devlet borçlanmalarını sürdürülebilirliği ile ilgili sorunları vardır. Rusya özelinde bakmak gerekirse yıl sonuna kadar faizleri 6 seviyesine kadar yükseltebileceklerdir nedeni ise olası ABD ambargo durumuna karşı önlem almak içindir. 

MB faiz kararı sonrası döviz kurlarında %2’lik bir geri çekilme ile 200 günlük hareketli ortalamanın olduğu 7,22’ye kadar gerileyen Dolar TL haftayı buradan kapatmıştır.  Diğer ülkeler faiz artışı yaparken bizim de ekstra hamleler yapmamız gerektiği konuşulurken MB Başkanını görevden almak istenilen ya da beklenilen bir durum değildi. Madem bir görevden alma durumu vardı bunu faiz artışı yapmadan yapılması gerekirdi. Şimdi kurlar tekrar yukarı yönlü 7.75 kadar hareket edecek ve biz faiz artırdığımızla kalacağız Son 8 haftadır borsamızda yabancı çıkışları maalesef devam etmektedir. 2020 yılında doğrudan yatırımlar azalmıştır. Baktığımızda güvensiz, öngörülemeyen ve istikrarsız bir ortama yabancı yatırımcılar doğrudan ya da dolaylı olarak yatırım yapmamaktadır. Ayrıca Borsa İstanbul’da cuma günü 2.seansta çok ciddi satışlar yaşanmasının da incelenmesi gerekiyor. Birileri bu görevden almayı önceden biliyordu da bu yüzden mi satışlar oldu diye düşünmeden edemiyor insan. Faiz MB’ının elindeki enstrümanlardan bir tanesidir. Tek başına kullanarak anlık tepki alırsınız fakat orta ve uzun vadede bir çözüm olmaz. Kalıcı çözümler için riskleri azaltmalı, öngörülebilir ve sürdürülebilir politikalar izlenmelidir. 

 Saygılarımla…21.3.2021

Visited 1 times, 1 visit(s) today
Close