Her ayın ilk Cuma günü ABD’de açıklanan Tarım Dışı istihdam verisi makroekonomik gelişmeler ve piyasalar açısından önemlidir. Bu veri, Tarım sektörü haricinde (Sanayi, Kamu, Hizmet, vb) son ay içerisinde çalışan insanların sayısındaki değişiklikler hakkında bilgi verir. Dünyanın en büyük ekonomisinde istihdam ve çalışanların ücretlerinde bir değişim var mı sorularına cevap arıyor ve gelecek hakkında aksiyon alınmasına yardımcı oluyor. Son açıklanan veriye baktığımızda ise; 266 bin olarak açıklandı. (Beklenti 978 bin) Bir önceki ay ise; 916 bin kişi (beklenti 647 bin). Burada beklentinin çok altında bir artış olması ekonomin toparlanması adına soru işaretleri oluşmasına neden oldu. Nisan’da ABD’de işsizlik de salgın yılının Nisan ayından bu yana ilk kez yükseliş kaydetmiş oldu. Buradaki bir diğer konuda saatlik ücretlerde artış yaşanmasına rağmen iş gücünde artış olmaması dağıtılan çeklerin insanları çalışmamaya yöneltti mi sorularını akıllara getirmiştir. Gelecek aylarda geçmişte bazen olduğu gibi bu veride bir düzeltme yapılması da muhtemel olabilir. Veriden sonra hemen gözler FED çevrilmişti. Fakat FED her açıklanan veri sonrası karar mekanizmasını değiştirmez. Sonuçta piyasaları bir bütün olarak değerlendirmek ve politikaları da ona göre belirlemek gerekmektedir.
Ekonomiler pandeminin etkisinden kurtulmak için parasal genişlemeye gittiler ve bunun belirli bir süre sonra enflasyona yol açması beklenmekteydi. 2021 yılı Ocak ayından beri ABD 10Y tahvil getirilerinde yaşanan ciddi artış sonrası FED müdahale edecek ve 2023 yılından önce faiz artışı gelecek mi ya da taper tantrummu yaşanacak soruları kafaları karıştırmaktaydı. Taper tantrum kısaca açıklamak gerekirse; varlık alımların azaltılması ve zamanı gelince bitirilerek faiz artışına zemin hazırlanması anlamına gelmektedir. 2013 yılında Bernanke’nin söylemiyle ABD Tahvilleri hızla yükseldi ve dolar gelişmekte olan ülke para birimlerine karşı değer kazanmıştır.
Gelen her olumsuz veri sonrası piyasalara FED’in bir müdahalesi olacak mı ve bunu nasıl bir şekilde yapacak sorusu akıllara gelmektedir. Teknik olarak ABD 10Y tahvil getirilerine baktığımızda grafikten göreceğiniz üzere aylık verilerde çanak formasyonunu tamamlaması ve 2 seviyesine kadar yükselmesi muhtemeldir. Burada FED gelen açıklamalara baktığımızda da 2 seviyesine yükselmesinin müdahale gerektirmeyeceğini belirtmeleri de bu formasyonu desteklemektedir.
Son açıklanan Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) verisi beklentilerin (3.6) üzerinde gelerek yıllık %4,2 artış kaydetti. Böylece 2008 yılından bu yana en yüksek seviyeye yükselmiştir Çekirdek enflasyondaki aylık %0,9’luk oran da 1982 sonrasındaki en yüksek seviye olarak kayıtlara geçti. Powell her açıklamasında enflasyonda kalıcı bir artış beklemediklerini sadece pandeminin etkisinin azalmasıyla birlikte artan harcamalarla fiyatlarda geçici bir artış beklediklerini dile getiriyordu. Zayıf gelen istihdam verisi ve yükselen enflasyona rağmen FED üyeleri ABD ekonomisini parlak olarak gördüklerini ve enflasyonun geçici olduğunu açıkladılar.
Stratejimizi oluşturmak için geçmişte bu verilerin nasıl olduğuna ve piyasaların buna nasıl tepki verdiklerine bakmak gerekiyor. Tabi ki tek başına bu karar vermek için yeterli değil çünkü koşulları da değerlendirmek gerekiyor. 2008 Küresel krizi ile bugün arasında birçok benzerlikler mevcut fakat pandeminin nasıl devam edeceği ve aşılamanın etkilerinin neler olacağı bir muamma olduğu için karar vermek biraz zor olacaktır. Şunu çok açık bir şekilde ifade etmekte fayda var tüm dünyada parasal genişleme, gıda ve emtia fiyatlarındaki artışlar sebebiyle enflasyon oluşacaktır. FED öncelikle varlık alımlarını azaltacak ve kademeli faiz artışına geçecektir. Ülkemiz açısından ise zaten yüksek faiz ve enflasyon olduğu bir ortamda bunun gerçekleşmesi hiç ama hiç iyi bir durum değildir.
Kıymetli dostum, kardeşim ve sırdaşım olan Av. Muammer Karacan’ın doğum gününü kutlarım. Can bağıyla bağlandığınız zaman sizi kimse ayıramaz.
Saygılarımla…16.5.21