Doğrudan Yabancı Yatırımlar; (Foreign Direct Investment) yatırımcıların uzun vadeli başka ekonomi de yapmış oldukları yatırımlardır. Bu yatırımlar en az %10 ortaklık ya da daha fazla olmak zorundadır.
Portföy yatırımları ise; kısa vadeli olurlar. Tahvil, Bono, Borsa, Kıymetli emtialar ve kira gelirlerini kapsamaktadır. En ufak olumsuz durumda sermaye hızlı çıkabilecek türleri kapsamaktadır.
Finans hesabı ise; doğrudan yabancı yatırımlar, portföy yatırımları, türev yatırımları, diğer yatırımlar ve rezervleri kapsamaktadır. Cari açığın finansmanı finansman hesabı ile sağlanmaktadır. Doğrudan yatırımlar ile sağlanan finansmanlar uzun vadeli çözümlerdir. Bunun için güven, yapısal ve hukuksal reformlar, istikrar çok önemlidir.
Küresel yaşanan kriz nedeniyle piyasalar olumsuz bir hava vardır ve de gelişmekte olan ülkelere sermaye girişleri yaşanmaktadır. Ülkemiz gibi kronik cari açlık sorunu olan ülkeler için yoğun sermaye girişleri cari açığın finansmanı kolaylaştıracaktır. Aslında cari açık için en sağlıklı yol doğrudan yatırımları arttırmaktır. Bunun için ise yatırımcının ülkeye olan güveni, siyasi istikrar, fiyat istikrarı, hukuki düzenlemeler dikkat çekmektedir. Yatırımcıların ilgisinin istihdam ve işsizlik açısından da olumlu yansımaları olacaktır. Üretime dayalı sanayileşmenin teşvik edildiği ve hizmet sektöründe ise sınırlandırılmaların olması gerekmektedir ki cari açık sürdürülebilir olsun.
Uluslararası Finans Enstitüsü (IIF) verilerine göre, gelişmekte olan ülkelere 96,5 milyar dolarlık net sermaye girişi beklenmektedir. Hindistan ise yaklaşık 70 milyar dolar ile en fazla sermaye girişinin olacağı ülke konumundadır. Sermaye çıkışı olacak ülkeler; Kore, Suudi Arabistan, Rusya, Tayland, Polonya ve Nijerya. Sermaye girişi olacak ülkeler ise; Hindistan, Çin, Brezilya, Endonezya, Meksika, Arjantin, Güney Afrika, Kolombiya, Şili, Lübnan, Mısır, Filipinler, Ukrayna, Türkiye, Çekya, Malezya ve Macaristan’dır.
Cari Açık Milyon $ | Doğrudan Yabancı Yatırımlar | Portföy Yatırımları | |
2008 | 39,425 | 19,851 | -3,770 |
2009 | 11,358 | 8,585 | 2,938 |
2010 | 44,616 | 9,099 | 19,617 |
2011 | 74,402 | 16,812 | 19,516 |
2012 | 47,963 | 13,744 | 38,372 |
2013 | 63,642 | 13,563 | 21,419 |
2014 | 43,644 | 13,119 | 20,916 |
2015 | 32,109 | 18,002 | -9,558 |
2016 | 33,137 | 13,343 | 7,811 |
2017 | 47,355 | 10,886 | 24,082 |
2018 | 27,115 | 16,672 | 3,402 |
Kaynak: TCMB verileri kullanılarak yazar tarafından hazırlanmıştır.
2008 ve 2015 yıllarında portföy yatırımlarının negatif olmasının sebebi ise; ülkemizden yüksek miktarda portföy yatırımlarından çıkışlar olmuştur. Tabloda dikkat çeken başka bir konu ise; 2012 yılında doğrudan yatırımlar ve portföy yatırımları toplamı cari açıktan fazladır. Cari açığın finansmanını bu iki kalemden karşılamış bulunuyoruz. Uzun dönemli kredilere ihtiyaç olmamıştır böylelikle faiz ödemesinde cari dengeyi bozulmamıştır.
Alman Otomotiv devi Volkswagen’in yatırım kararını Türkiye olarak belirlemesi ülkemiz adına güzel bir haber oldu. Son yıllarda yaşanan ekonomik daralmalar, işsizlik ve döviz dalgalanmaların olduğu ekonomimiz adına umut verici bir durumdur. Çünkü yaklaşık 1,5 milyar Euro yatırım olması hem de başka yatırımcıların kararını olumlu etkileyecek yöndedir. 2022 de Manisa’da üretime geçmesi planlanan fabrikanın yaklaşık 4 bin kişiye istihdam sağlaması bekleniyor. VW gibi yatırımların artması için ülkemizin tekrar cazibe merkezi olması, siyasi ve ekonomik istikrar, hukuksal ve yapısal reformlar yapılmalıdır.
Saygılarımla…6.10.2019