Geçtiğimiz hafta açıklanan 2022 yılı 2.çeyrek büyüme rakamlarına göre ülkemiz G20 ülkeleri içinde en fazla büyüyen ülke oldu. TÜİK’in açıkladığı Ocak-Haziran 2022’de Türkiye ekonomisi bir önceki yıla göre %7,5 oranında büyüdü. Bu dönemde yıllık sektörel büyüme sanayide %7,8, hizmetlerde %18,1 oldu. Diğer taraftan, inşaat %10,9 ve tarım ise %2,9 azaldı. 

Tüm dünyada ve ülkemizde yaşanan enflasyon nedeniyle tüketim eğilimleri değişiyor. Enflasyon ile ciddi anlamada bir mücadele edilmediği de ortadayken ve enflasyon kısa sürede hız kaybetmeyeceği de görülüyor. Hanehalkı tüketimi ciddi oranda etkilemiştir çünkü %22,5 artış yaşandı. Özel tüketim harcamaları bir çeyrek öncesine kıyasla %,.9 yükselmiş bunun temelinde fiyatlar daha fazla yükselmeden alıyım eğilimi yatıyor. 2022 yılı Q1 olduğu gibi yüksek enflasyon nedeniyle tüketim eğiliminin öne çekildiği görülüyor. Diğer taraftan ise yatırım harcamaları %1,3 düşmüş bunun nedeni ise artan belirsizlikler ve kredibilitenin azalması diyebiliriz. 

İşgücü ödemelerinin cari fiyatlarla Gayrisafi Katma Değer içerisindeki payı 2021 yılı Q2’de %32,6 olurken, bu yıl ise %25,4 geriledi. Yani çalışan kesimin aldığı pay giderek azalmaktadır. Büyüme tüm kesime yansımıyor. Büyüme sadece belirli bir kesime olumlu yansıdığı görülüyor. BDDK 2022 yılının ilk yedi ayında bankaların 208 milyar TL net kâr elde ettiğini açıkladı. Geçen yıla göre 4 kat artış var. 

Üreterek büyüme uzun süreli ve süründürebilir bir büyümedir. Milli gelir hesaplamalarında da üretim önemlidir. İmalat sanayinde kapasite kullanım oranları %75 seviyesinin üzerinde olmasına rağmen sanayi üretim endeksinin ivme kaybettiği dikkatimizi çekiyor. Bunun temelinde Avrupa’da resesyonun yavaş etki göstermesi henüz ihracat bir yavaşlamaya neden olmaması yatıyor. Bu durum büyümeye olumsuz yansımadı. Fakat yılın 3 ve 4. Çeyreğinde bunun verilere olumsuz yansıma muhtemeldir

Fakirleşerek büyüdüğümüze bir örnek de dolaşımdaki paralardan verelim. TCMB Temmuz verilerine göre; dolaşımda bulunan 200 TL’lik banknot toplam banknot sayısının %50 ulaşmıştır. Ocak 2010 bu oran %16 seviyesindeydi. Ayrıca 100 ve 200 TL banknotların miktarı ise toplam banknot miktarının %90 ulaştı. 307 milyar lira değerindeki banknotların 152 milyar liralık bölümünü 200 TL’lik banknot. Artan enflasyon ve kur karşısında değer kaybeden TL nedeniyle satın alma gücümüz günden güne eriyor.

Büyüme ne zaman üretime dayalı hale gelir ve iş gücünün aldığı pay ne zaman artmaya başlar o zaman sürdürülebilir ve gerçek bir büyümeden bahsedebiliriz. Teknolojiye, enerjiye ve tarıma yatırım yapmalıyız. 

Saygılarımla…4.9.2022

Visited 1 times, 1 visit(s) today
Close