GSYH, bir ekonominin üretim açısından ölçüldüğünde belirli bir döneme ait olan toplam mal ve hizmetlerin değerlerinin kendi para birimi şeklinde hesaplanmasıdır. Hesaplanan bu rakam o dönemin ortalama dolar kuruna bölünerek dolar cinsinden rakamı bulunur. Aynı dönemin yıl ortası nüfusuna bölerek de kişi başı geliri buluruz. Dünyanın farklı ülkelerinin ekonomilerini karşılaştırmak için de kullanılır.
Dünya geneline baktığımızda ise; ABD, Çin, Japonya ve Almanya dünya ekonomik üretiminin yarısından fazlasını oluşturuyor. Dünyanın yaklaşık %25’ini 22,9 trilyon $ ile ABD oluşturmaktadır. 17 trilyon $ ile Çin gelmektedir. ABD yoğun olarak finans, sigorta, emlak ve hükümet harcamaları yer alırken Çin daha çok üretim odaklı bir ekonomiye sahip olduğu görülmektedir. Avrupa tarafına baktığımızda ise otomotiv sektörünün önde gelen ülkesi Almanya öne çıkmaktadır. Ülkemize baktığımızda ise yaklaşık 850 milyar $ olduğunu görmekteyiz. Bütün bu bilinenlerin haricinde dikkat çeken bir diğer ülke ise vergilendirme konusunda büyük firmalara kolaylık sağlayan İrlanda gelmektedir. Facebook, TikTok, Google, Apple ve Pfizer’in gibi birçok firmanın merkezi bulunmaktadır. Fakat pandemi sonrası gündeme gelen vergilendirme konusunun değişmesi ve OECD ülkelerinde %15 seviyesine yükselmesi ile bu durumda değişimler gözlenebilir. Önümüzdeki 30 yılda GSYH yaklaşık olarak iki katına çıkması düşünülürken dikkat çeken bir diğer nokta ise; son 50 yılda 3 trilyon $ seviyelerinden 90 trilyon $ seviyelerine yükselmiş olmasıdır. ABD Merkez Bankası FED bilançosunun 9 trilyon $ seviyesine yükselmesi zaten bu borçlanmanın artığını ve Big Reset ile daha da artacağı görülmektedir.
Ülkelerin GSYH artarken borçlanmaların da arttığı görülmektedir. Burada Borç/GSYH oranlara baktığımızda ise; Japonya %256, Sudan %209 ve Yunanistan %206 ilk sıra yer almaktadır. ABD’de %133, Kanada’da %109, Fransa’da %115 ve Birleşik Krallık ‘ta %108 oldu. Türkiye ise %37,8’lik oran ile listenin son sıralarında yer alarak dikkatleri üzerine çekiyor.
Satın alma gücü paritesi (SAGP), ülkeler arasındaki fiyat düzeyi farklılaşmasını ortadan kaldıran para birimi dönüştürme oranıdır. GSYH SAGP ile ölçüldüğünde farklı sonuçlar çıkmaktadır bunun nedeni ise SAGP’ye dayalı olarak hesaplanan uluslararası Dolarla dönüştürülmüş bir katsayıyla hesaplanır. GSYH ölçümü ülke parasının değişimi önemlidir. Yani paranın iç değeri (enflasyon) paranın dış değerinden (değer kazancı/kaybı) daha fazla azalırsa; GSYH’ da sanal bir artış olmuş olur. 2002 ile 2011 yılları arasında GSYH hızla artmıştır. Paranın dış değerinin iç değerinden daha fazla düştüğü durumlarda sanal bir iyileşme ortaya çıkar. Örneğin 2021 yılı başında 100 $ aldığımız bir ürün için Türkiye’de 740 TL (2021 yılbaşı döviz kuru) öderiz. Açıklanan enflasyon oranının %50 kabul ederek hesaplarsak bu ürünün 2022 başındaki ederi 1.110 TL (740 TL x 1,50). Bunu 2021 yılının ortalama kuruyla Dolara çevirirsek (1.110 TL / 9 =) 123 Dolar. ABD’de enflasyon %7 olduğuna göre 2022 yılında bu ürün 107 $ olur. Paranın iç değeri dış değerine göre daha fazla değer kaybettiği için satın alma gücümüz de azalma meydana gelmektedir. Bizim gibi kronik enflasyon sorunu olmayan ülkelerde ise paranın iç ve dış değerinde anormal değişimler olmadığı için çok bir farklılık meydana gelmemektedir. Örneğin İngiltere’ye bakarsak; enflasyon %5,4 iken para birimi Pound Dolar karşısındaki değişimi nerdeyse hiç yok.
Saygılarımla…9.2.2022