Trump ve Ekonomi
ABD Başkanlık seçimleri nasıl sonuçlanacak diye beklerken, Trump Amerika’da eşi benzeri görülmemiş bir zafer kazandı. Seçimin sonuçlarının tartışmaya kapalı olduğu bir durum oldu ve sorunsuz bitti. Cumhuriyetçiler hem Temsilciler Meclisi’ni hem de Senato’yu aldı.
Ekonomi politikalarında öne çıkan ana hatlar, içeriye vergi indirimi ve dışarıya vergi artışları şeklinde olacak. Burada en dikkat çeken nokta tabi ki; Çin’e yönelik artacak vergilerdir ve bunu seçimden önce açıklamıştı. Onun dışında büyük şirketlere vergi indirimi getirmeyi planlıyor. İçeriye yapıacak dikkat çeken indiirmlere baktığımızda ise; Eyalet ve yerel vergilerine indirim imkânı tanımak. Kurumlar vergisi oranını yerli üreticiler için düşürmek ve Makine ve teçhizat ile araştırma ve geliştirme (Ar-Ge) harcamalarını kurumlar vergisinde süresiz olarak giderleştirmek istiyor. Çeşitli gelir türlerini (bahşiş ve sosyal güvenlik gibi) gelir vergisinden muaf tutmak gibi çalışmaları olacak. Bunlar yapılırken yüksek enflasyonun devam etme riski de bulunuyor.
Akıllardaki en dikkat çeken soru ise; Trump zaferi sonrası dolar neden değer kazanıyor? Yapılacak vergi indirimleri sonrasında zaten ciddi oranda olan bütçe açığının ve kamu borç yükünün ABD’de borçlanma maliyetlerini artırmasıdır. Bundan dolayı da uzun vadeli faiz oranlarının daha yüksek olması beklenir. İçeriye yapılması planlanan vergi indirimleri ekonomiye bir destek gibi görünse de bütçenin açık vermesine olumsuz etkisi olacaktır. Buna rağmen Trump zaferini borsalar ilk etapta olumlu karşılasa da satış risklerinin arttığını ve düzeltmenin olasılığının yaklaştığını düşünüyorum.
Çin dışındaki diğer ülkelere de %10 ile %20 arasında tarife artışlarının olması ön görülüyor. Morgan Stanley, Trump’ın %60 ve %10 tarife artış planının ABD tüketici fiyatlarına yansımasının %0,9 olacağını belirtiyor. Goldman Sachs, Trump’ın Çin’e yönelik tarifeleri artışının %60 değil de %20 olacağını ve diğer ülkelere de genel bir tarife uygulamayacağını belirtiyor.
Ukrayna Rusya savaşında Ukrayna’ya yapılan askeri ve parasal desteği çekerek buradan tasarruf yoluna gidebilir. Böylece Avrupa ekonomisine ciddi hasar verebilir. Bence Avrupa içten içe bu endişeyi hissediyor.
‘Rusya ile çalışmak’ varken ‘çatışmak’ en son isteyeceği bir durum olacaktır. Rusya Ekonomisi ambargolar nedeniyle epey bir hasar görmüşken bunu ABD için fırsata çevirmek isteyecektir.
Trump’ın seçim kazanmasıyla sonucunda Ukrayna askeri ve parasal desteğin azalması gündemde. Bunun temelinde hem tasarruf etmek hem de Zelensky arasında “kişisel” denilebilecek bir husumetten dolayı. Washington’un NATO’yu öncelik olmaktan çıkarması da AB açısından olumsuz sayılacaktır. AB’nin kendine ait savunma sistemlerinin oluşturulmaması ve NATO zayıflaması ile Avrupa kıtasında da önemli siyasi kırılmaların önünü açabilir. Trump açısından diğer konular iklim ve düzensiz göç sorunudur. Bu konulara da
Trump ile ilgili ülkemizi tehdit eden tweetleri hala hatıralarımızdadır. 2018 yılında attığı iki tweet ile; kurların yukarı hareket etmesine neden oldu. Hem Rahip Andrew Brunson hem de çelik getirdiği vergiler bizi zor duruma sokmuştu. Para birimimiz dolar karşısında çok hızlı bir değer kaybı yaşamış ve ilişkiler de bozulmuştu. Bu yüzden ikili ilişkilerde daha dikkatli olmamız gerekiyor.
Ulu önder Atatürk ve ülkemizin bugünlere gelmesinde emeği geçen herkesi rahmetle ve saygıyla anıyorum…
Saygılarımla…10.11.2024