Dünya ekonomisinde alınan hızlı kararlar, artan jeopolitik riskler ve belirsizlikler ticaretin yavaşlamasına neden oluyor. Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD), raporunda küresel ticaretin 2024’te %3,7 artarak 33 trilyon $ rekor seviyeye ulaştı. 2024’te gelişmekte olan ekonomilerin, ithalat ve ihracatın %4 artarak gelişmiş ülkeleri geride bıraktı. Küresel ticaretteki gelişmede en fazla artışın yaşandığı alan hizmet sektörü öne çıkmaktadır.
Genel olarak pozitif bir büyüme olmasına rağmen Avrupa ve Orta Asya hariçtir. Özellikle talepteki azalma, politika değişiklikleri ve birçok ülkede seçimlerin olması yavaşlamanın temelini oluşturmaktadır. Avrupa pandemi sonrası bozulan tedarik zinciri ve enflasyonun düzene girmemesi nedeniyle toparlanmakta güçlük çekmeye devam etmektedir. Enflasyonun yıkıcı etkisi ve faizlerin yüksek seyretmesi tekrar normalleşmenin gecikmesine neden oldu. Merkez Bankalarının piyasalara müdahale konusunda gecikmesi ve enflasyonu geçici diye adlandırmaları bugünün temelini oluşturmuştur. Çin ve Hindistan’ın toparlanması Avrupa’ya göre daha iyi durumdadır. Dünya ekonomisinin lokomotiflerinden olan bu iki ülke yine büyümede genelde küresel ticaret ortalamalarının üzerinde performans gösterdi.
Trump seçilmesiyle tekrar gündeme gelen ticaret savaşları öncesinde 2024 yılının son çeyreğinde ABD ile Çin arasındaki ticaret açığının 14 milyar $ artarak 355 milyar $ ulaştı. ABD bu durumdan kendilerini korumak ve daha fazla faydalanmak için vergilerde artışlar yapmaya başlıyor. Bu durum küresel ticaretin yavaşlamasına neden olacaktır. Firmalar ve ülkeler karşı hamle yapacak ve ona göre fiyatlama belirleyecektir. Bu durum belirli süre tedarik zincirinde bozulmaların hızlanmasına neden olur. Baktığımızda bu durum hemen navlun taleplerindeki düşüş, imalat verilerine ve talebin zayıflamasına yansımaktadır. 2025 yılı belirsizlikler yılı olacaktır. Firmalar bu karşılıklı vergilendirmelerin netleşmesini ve yeni kanunların belirginleşmesinden sonra üretim planlamalarını değiştirecektir.
2016 yılında Trump seçilmesi ve ticaret savaşının başlamasıyla Çinli firmalar fabrikalarını başka ülkelere taşıdı ve oradan ABD ticaret yaptılar. Bir bölgeye ne kadar fazla yatırım yaparsanız orada daha fazla söz hakkınız olur. Çin bu sayede farklı ülkelerde de söz hakkına sahip olmuş oldu. Bundan dolayı yeni dönemde Trump sadece Çin’ vergi getirmenin tek başına doğru olmadığına karar verdi. Bu yüzden dünya geneli vergilerin arttığı bir süreç yaşıyoruz.
Geçmiş yazılarımda yurtdışı borsalarında bir düzeltme olmasını beklediğimi yazmıştım ve düşüşler devam ediyor. Baktığımızda Sp500 ve Home price endeksi kriz seviyelerinde, iş ilanları düşüyor, çalışan sayısı düşüyor ve geçmiş kriz eşik seviyelerine geliyor. Buna benzer göstergelere baktığımızda ise krizin henüz bitmediğini devam edebileceğini dünya ekonomisinin resesyona gireceğini görüyoruz. Petrol fiyatlarının 65 $ seviyesine kadar gerilemesi de bir göstergedir.
Dünya genelinde bu sorunlar yaşanırken bizim ülkemizde her zaman olduğu gibi ekstra sorunlar çıkartmayı yine başardık. Siyasi belirsizlikler ve ani gelişmeler bizleri zorlamaya devam ediyor. Yılın geri kalanında da söylemlerin ve gelişmelerin ışığında ani hareketler ile geçireceğimizi düşünüyorum. Artan jeopolitik risklerin de devam edeceğini ve ekonomik durgunluğun olacağını düşünüyorum. Stokları azaltmakta ve borçlanmaya dikkat etmekte fayda var. Yılın geri kalanı hem iç piyasa hem de ihracat tarafı sakin hareket edecektir.
Saygılarımla…6.4.25