Yaklaşık 2 ay önce değişen ekonomi yönetimi ve sonrasında yapılan kritik hamleler ile hem kurda hem de enflasyonla ilgili değişimler gözlenmektedir. Piyasa beklentileriyle uyumlu, öngörülebilir ve şeffaf bir politika izlenmeye başlanmıştır. Geçtiğimiz hafta da faizi 200 baz puan artırarak 17 seviyesine yükseltmiştir. Yapılan adım aslında çok önemli çünkü son 15 yıla baktığımızda enflasyon ile faiz arasındaki farkın ortalaması %2,6 seviyesindedir. Ayrıca MB Kasım ayı tüketici fiyat endeksinin bir önceki aya göre %2,5 artış göstermesi Aralık ayında gelecek enflasyon verilerindeki bozulmanın önlemini şimdiden almıştır. Bu hamlelerin arkasında neler yapılacak ve yeni yılda enflasyon hedefine nasıl ulaşılacak hep beraber göreceğiz. 2020 yılının ortalarında %7’lerde olan mevduat faizleri bugünlerde ise %17’lere kadar yükseldi ve mevduatta stopaj oranları düşürüldü. Merkez Bankası faiz artışı sonrası mevduatlara talebin artıp artmayacağını zaman gösterecek. Bunun için piyasanın biraz daha güvene ihtiyacı olacaktır. 2018 yılında yaşana kur artışları sonrası %24 kadar yükselen faizler sonrasında kademeli olarak düşürülmüştür bugün de benzer bir durum söz konusu olacaktır. Tabi ki burada yeni ABD yönetiminin bizimle ilgili alacağı kararlar ve virüs değişkenini de unutmamak gerekiyor. Atacağımız adımların yanında yaşanacak gelişmelerde önem taşımaktadır.
Buraya kadar yapılan adımlar piyasa için olumluydu fakat bizim gibi gelişmekte olan ve krediler ile büyüyen bir ekonomide faizlerin yüksek olması ekonominin yavaşlamasına neden olacaktır. Gelişmekte olan ülkelere baktığımızda ise (Hindistan, Rusya, Brezilya, G.Afrika) en yüksek faiz ve enflasyona sahip olduğumuzda görülmektedir. Artan faiz oranları ekonomik faaliyetlerin yavaşlamasına bununla beraber işsizliğin artmasına neden olacaktır. Artan faizler konut satışlarının ve ticari kredilerin yavaşlamasını neden olacaktır. Covid19 nedeniyle işten çıkartmaların yasak olması nedeniyle işsizlikte bir artış yansımamaktadır fakat bu işsizliğin olmadığı anlamına gelmez. Atılan adımlar ile kurun 8,50 seviyelerinde 7,50 seviyelerine kadar düşürülmesi sağlanmıştır fakat burada vatandaşların döviz mevduatlarında yaşanan artış ise dikkat çekicidir. Bu yılın 36 haftasında döviz mevduatlarında artış yaşanmıştır. Merkez Bankası 18 Aralık raporuna göre son 1 haftada 2,9 milyar $ artış (son 2 ayda ise 13 milyar $ artış ) ile mevduatlar 258 milyar $ seviyesine çıkarak rekor kırmıştır. Yani iç piyasa her düşüşü bir alım fırsatı olarak görmekte ve kurun tekrardan yukarıya gideceğine inanmamaktadır. Piyasanın tekrardan Türk Lirasına güven kazanması için zamana ve atılan adımların devamlılığına ihtiyaç vardır.
Yılın başında düşük faizlerle artan iç talep aynı zamanda bize cari işlemler açığı olarak yansımıştır. Ayrıca artan emtia ve uluslararası gıda fiyatları da enflasyona olumsuz yansımıştır. MB üzerine düşen ve hızlıca atılması gereken adımları attı fakat bundan sonraki adımlar bizim için daha zor olacaktır. Her toplantıda faiz artırmak bir çözüm değildir. İç talepte yaşanan artışın cari açığa etkisini de bertaraf etmek gibi bir sorunu daha olduğunu da unutmamak gerekir.
Sadece para politikasında atılan adımlar yeterli değildir bunu sıkı maliye politikaları ile desteklemek gerekiyor. Kamu harcamalarının azaltılması gerekiyor çünkü dış borç stoku 2019 Ekim ayına göre 12,8 milyar $ artarak 181 milyar $ yükselmiştir. Kamu kesiminin borcu da 10,7 milyar $ artış göstermiştir. Özel sektörün borç stoku 2019 sonuna göre 10,6 milyar dolar azaldı.
Goldman Sachs, son faiz artışı sonrası yeni yılda faizlerin bu seviyede kalacağını belirtmesi de yabancılardaki fikirlerin olumlu yönde değiştiğini göstermektedir. Piyasalarımız için olumlu bir haberdir. Umarız 2021 yılında yeniden faiz artırmak zorunda kalmayız hatta yılın ikinci yarısında kademeli olarak düşürmeye başlarız. Yüksek faizin bize faydası yoktur, paraya ulaşmamız ve paranın maliyetinin artması ekonomimizi yavaşlatacaktır.
2 ayda hem enflasyonu hem döviz kurunu ve hem de rezervler problemlerini çözmek çok mümkün değil. Burada önemli olan bizim bakış açımızın değiştiğini ve niyetimizi belli etmemizdir. Piyasa ile uyumlu, şeffaf, sürdürülebilir ve öngörülebilir adımların atılacağı bir yıl dileğiyle…
Saygılarımla…27.12.2020